Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13727
Karar No: 2017/1861
Karar Tarihi: 29.03.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/13727 Esas 2017/1861 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/13727 E.  ,  2017/1861 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/07/2015 tarih ve 2012/346-2015/482 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin %35 hisse ile ortağı olduğu ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi"nden ayrılmak için haklı sebepleri bulunduğunu, şirketin diğer ortakları davalılar ... ile ..."in ticaret etiğine aykırı ve yasaların tanıdığı hakları kullandırmamaya yönelik davranışlarda bulunduklarını, davacının katılmadığı toplantıda şirket müdürlüğüne 10 yıl süre ile ..."in tayinine karar verildiğini, müvekkiline şirketin işleyişi hesap ve faaliyet durumları ile ilgili hiçbir bilginin verilmediğini, ayrıca kâr payı da verilmediğini, şirket kurulurken müvekkiline ait iki katlı evin şirket adına kayıt edildiğini şirkete ait taşınmazın şirket kurulurken davacı ve ortakları tarafından şirkete devredildiğini, şirket yetkilileri tarafından daha sonra ki yıllar taşınmazın bir kısmının başka bir şahsa satıldığını iddia ederek, davacının davalı şirket ortaklığından ayrılmasına, şirket kurulurken koymuş olduğu sermaye payının aynen veya nakdi değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 145.750,94 tl daha arttırmıştır.
    Davalı ... ve davalı ... bilirkişi tarafından hesaplanan 155.750,00 TL"yi ödemeyi kabul etmişlerdir.
    Mahkemece; dosyada mevcut bilirkişi ve ek bilirkişi raporları ile davacı tarafın şirketten payı oranında alması gereken ayrılma akçesi hesaplattırıldığı, itibar edilen 27/05/2015 havale tarihli bilirkişi ek raporuna göre; davalı şirketin sermayesinin 20 paya ayrıldığı 500 TL olduğu, 7 payın karşılığı olan 175,00 TL"sinin davacı tarafından taahhüt edilerek ödendiği, davacının payının 175/500=%35 olduğu, şirketin özvarlıklarının toplamının 445.002,69 TL, davacının payının 155.750,94 TL olduğu gerekçesiyle davacının ayrılma akçesi talebinin kabulü ile 155.750,94 TL ayrılma akçesinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davacının ortağı olduğu limited şirket ortaklığından çıkma ve ortaklık payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dosyada bilirkişi raporu alınmasından sonra davacının davasını bilirkişi raporunda belirlenen miktar üzerinden ıslah etmesine ve bu miktarı davalıların kabul etmesine göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 29/03/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (M)

    KARŞI OY

    Dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve Ayrılma Akçesi"nin tahsili istemine ilişkindir.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 641/1 maddesinde "ortağın şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkını haiz olduğu" düzenlenmiştir.
    Dairenin kararlılık kazanan uygulamasına göre, şirket raiç değerinin ve ayrılmak isteyen ortağın ayrılma akçesinin hüküm tarihine göre belirlenmesi gerekmektedir.
    Somut uyuşmazlıkta, dava 29.08.2012 tarihinde açılmış olup, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, şirketin raiç değeri ve davacının ayrılma akçesi dava tarihine göre belirlenmiş, karar dava tarihinden yaklaşık 3 yıl sonra verilmiştir.
    Davacı yargılama sırasında bilirkişi raporuna itiraz etmiş, ancak mahkemece itiraza değer verilmeyerek, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK 109/3 maddesinde "dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkca feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği" öngörülmüştür.
    Hükümet gerekçesinde de, dava açılırken fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmamasına ilişkin bir kayda yer verilmemiş olmasının, dava dışı tutulan kesim bakımından feragat edilmesi anlamına gelmeyeceği hususu açıkça hüküm altına alınmış, bu konudaki suskunluğun ileride ek dava açma imkanını ortadan kaldırmayacağına işaret edilmiştir.
    Bu durumda, davacının ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmamış olması, 6100 sayılı Yasa"nın 109/3. maddesi hükmü gereğince ek dava açma hakkını ortadan kaldırmamaktadır.
    Kaldı ki ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmamakla birlikte mahkemece fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiş olması ve bu hususun davalı tarafça temyize getirilmemesi nedeni ile artık bu yönde davacı lehine usuli kazanılmış hak da oluşmuştur.
    Sayın çoğunluğun, davacının temyiz itirazların reddi ile yerel mahkeme kararının onanması kararı karşısında, usul ve yasaya aykırı düzenlenen ve mahkemecede itibar edilen bilirkişi raporu ile davacının fazlaya ilişkin hakkı bulunmadığından, bu davada verilen karar ileride davacının ek dava açması durumunda kesin hüküm teşkil edecek ve açılacak ek davanın red ile sonuçlanması söz konusu olacaktır.
    Açıklanan gerekçe ile şirket raiç değeri ve davacının ayrılma akçesinin hüküm tarihine göre belirlenerek karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacının temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi