8. Hukuk Dairesi 2019/1865 E. , 2021/949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Galleye Müstehak Vakıf Evladı Olduğunun Tespiti
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.07.2017 tarihli ve 2014/250 Esas, 2017/84 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden kararla davanın reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacının Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Dava dilekçesinde, davacının ... Vakfı"nın galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile davacı ..."nun galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davanın kabulüne dair kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiş, bu son karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun 3. maddesinde, mülhak vakıf mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin yürürlük tarihinden önce kurulan, yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilen ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin yürürlük tarihinden önce kurulan ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanunun 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların ... tarafından yönetilip temsil edileceği, Kanun"un (5737 sayılı Vakıflar Kanunu) yürürlüğe girmesinden önce mazbut vakıflar arasına alınan vakıflarla, bu Kanuna göre mazbut vakıflar arasına alınan vakıflara bir daha yönetici seçimi ve ataması yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Vakıflar Kanunu ve Vakıflar Yönetmeliğine göre, galle fazlası evlada şart kılınan mazbut ve mülhak vakıflarda vakfedenin soyundan gelen ve bu nedenle vakfın gelirinden (gallesinden) yararlanma hakkına sahip olan kişiler için öncelikle dava açılması ve bu haklarının dava ile tespit edilmesi aranmıştır. Uygulamada bu dava, vakıflarda evladiye davaları, vakıf evladı ya da galleye müstehak evlat olduğunun tespiti davası şeklinde isimlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki vakıf evladı kavramı daha çok, vakfedenin çocukları ya da alt soyundan gelenler için kullanılan bir kavram olup, vakfedenin akrabaları ya da vakıftan yararlanan ismi ile belirtilmiş kişileri kapsamamaktadır.
Vakfın geliri üzerinde hak sahibi olduğuna ilişkin davayı, vakfiye uyarınca galleden yararlanma hakkı olan, yani vakfeden ile soy bağı olan ya da soy bağı olmasa bile galleden kendisine pay özgülenen diğer kişiler açabilir.
Galle fazlası, evlada şart kılınan vakıflarda galle fazlasının alınabilmesi için açılan davada öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Yani bu tür davalarda incelenecek ilk husus; davacılar ile vakfeden arasında iddia edildiği üzere kan bağı yolu ile soybağı mevcut olup olmadığı, eğer soybağı kurulabiliyorsa ikinci aşamada vakfiyelerde galle fazlası için öngörülen şartların somut olayda davacılar yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması olacaktır.
Vakfiyeler, vakıf davalarında birinci derecede delil olup (Akgündüz, Ahmet; İslam Hukukunda ve Osmanlı Tatbikatında Vakıf Müessesesi, 1996, Sh. 428), kadimden beri uygulandığı bilinmedikçe vakıf davalarında yazılı delil olarak kullanılamazlar. (Mecelle md.1739) Vakfiyelerin uygulanma şartı, bunların ifade ettikleri maddelerin sabit ve meşhur olmasıdır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacı ..."nin, dava konusu ... kızı ... Vakfı"nın son mütevellisi ... ..."in kızı ..."nin çocuğu olduğu, Vakfın 933 H. (1527 M.) tarihli vakfiyesinin galleye ilişkin bölümünde; "oğullarına ve oğulları oğullarına, sonra batnen bade batnin ve cilen bade cilin oğulları oğulları oğullarına sonra evladına ve evladı evladına sonra neslen bade neslin ve karnen bade karnin evladı evladı evladına ve bunlardan bir kimse kalmamak suretiyle evladının nesli kesildikten sonra azatlı kölesine" ifadelerinin mevcut olduğu, vakfiyedeki ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, galle fazlasının beş nesil batın şartı ile oğullarına, ondan sonra batın ve cinsiyet şartı aranmaksızın evlada bırakıldığı; vakfın, ilamları Yargıtay denetiminden geçerek galle fazlasına müstahak kız evlatlarının (Afife Özdemir, Feride Soydan vd) bulunduğu anlaşıldığına göre, Bölge Adliye Mahkemesince davacının batın şartını sağlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın HMK"nin 373/2 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.