11. Ceza Dairesi 2016/5805 E. , 2018/7875 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Sanıklar ..., ... ve ... haklarında; beraat
Sanık ... hakkında; mahkumiyet
Katılan kurum vekilinin temyiz taleplerinin, sanıklar hakkında verilen beraat hükümleri ile sınırlı olduğu kabul edilmiştir.
A)Sanık ... hakkında 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan beraat hükümleri yönünden katılan kurum vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Sanığın yüklenen suçları işlemediği sabit olduğundan CMK"nin 223. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca beraati gerektiği Mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan kurum vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B- Sanık ... hakkında 2006-2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri yönünden sanığın; sanık ... hakkında 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından sanık ... hakkında 2006-2007 takvim yıllarında sahte belge düzenleme ve 2006 takvim yılında sahte belge kullanma suçlarından verilen beraat hükümleri yönünden katılan kurum vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Sanık ..."nin, suç konusu faturaları düzenleyen şirketin ortağı olduğunu, ancak şirket müdürünün ... olduğunu, şirket adına herhangi bir belge düzenleme yetkisinin bulunmadığını, atılı suçlarla ilgili bilgisinin olmadığını savunması, sanık ..."nun ise aslında suça konu mükellef ... Ltd. Şti."nde gece bekçisi olduğunu, sanık ..."nin kendisini şirket ortağı yaptığını, faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını savunması; diğer sanık ..."in ise, şirketin yetkilisinin Şinasi olduğunu, kendi üzerine %10 hisse devri yaptığını, kendisinden yetki istediğini, yetki vermeyince tartıştığını ve Şinasi"yi bir daha görmediğini, sahte fatura düzenlenmesi konusunda bilgisinin olmadığını savunması nedeniyle; suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması; suç konusu faturaların dosya içinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; sanıkların 2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında düzenlendiği ve 2006 takvim yılında kullandıkları iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
2- Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a) Faturaların sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını, söylemeleri halinde;
b) Sanıkların yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olmadığının anlaşılması halinde;
aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
e) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
aa) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,
bb) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3- Kabule göre de;
a)Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükümleri yönünden; “Sahte fatura düzenlemek” ve “sahte fatura kullanmak” suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, 5271 sayılı CMK"nin 225. (1412 sayılı CMUK"nin 257 ve 150.) maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, iddianame ve iddianamenin dayanağı olan Ankara Veri Dairesi Başkanlığı mütalaası, vergi suçu raporu,vergi tekniği raporları ile sanık ... hakkında “2006-2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme 2006 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçlarından sanığın ayrı ayrı cezalandırılması talep edilmesine karşın, gerekçe kısmında "sanık ..."nin 2006-2007 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği...." hüküm kısmında ise "sanık ..."ün 2006-2007 takvim yıllarında birden fazla sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçunu işlediği anlaşıldığından..." denilmek suretiyle, sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçları aynı suç kabul edilip yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle hükmün karıştırılması,
b) Uzun süreli hapis cezaları ertelenen sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece sanığın kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından uygulanamayacağının gözetilmemesinin, hükümden sonra yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 11.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.