11. Hukuk Dairesi 2016/2092 E. , 2017/1854 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/07/2015 tarih ve 2014/1406-2015/881 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 12.11.2009 tarihli sermaye piyasası araçları alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi düzenlendiğini, hesapta bulunan menkul kıymetlerle ilgili müvekkilinin emir ve talimatı olmadan alım satımlar yapıldığını, haksız olarak birçok kez komisyon, masraf, vergi ve provizyon alındığını, bu nedenlerle doğan zararın giderilmesi için davalı tarafa ... 12. Noterliği"nde düzenlenen 04.01.2011 tarih 60 yevmiye sayılı ihtarname gönderdiklerini ileri sürerek verilen zararın karşılığı olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL"ye hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; yetkili mahkemenin ... Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın zararın öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık sürede açılmaması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının hesabında yapılan tüm işlemlerin yasal mevzuata ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, müvekkili ile davacı arasında yapılan sözleşmeye göre sözlü emirle iş ve işlem yapılmasının mümkün bulunduğunu, davacının telefon talimatları ile bu işlemlerin yapıldığını, ses kayıtlarında bu durumun sabit olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin ... İlinde düzenlendiğinden yetki itirazının reddedilmesi gerektiği, sözleşmeye dayalı tazminat istemlerinde zamanaşımı süresinin 818 sayılı BK 125. maddesi uyarınca 10 yıl olduğu ve davanın da bu süre içinde açıldığı, davalı banka tarafından sunulan ses kayıtları üzerinde alınan bilirkişi raporunda, müşteri onayı dışında gerçekleştirilen veya müşteri onayı olduğuna dair belge sunulmayan alım satım işlemleri nedeniyle davacının toplam zararının 977,53 TL olduğu, bu işlemlerin davacı onayı ile yapıldığı hususunun davalı tarafından ispatlanmadığı, bu nedenle zarardan davalı bankanın sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL"yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 01.07.2015 tarihi itibariyle 2.080,00 TL"dir. Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 12.11.2009 tarihli sermaye piyasası alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi düzenlendiğini, hesapta bulunan menkul kıymetlerle ilgili müvekkilinin emir ve talimatı olmadan alım satımlar yapıldığını, haksız olarak birçok kez komisyon, masraf, vergi ve provizyon alındığını, ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 20.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 977.53TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu durumda, kabul edilen dava değeri, yukarıda anılan madde hükmüne göre davalı yönünden temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bente açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.