Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/912
Karar No: 2017/1850
Karar Tarihi: 28.03.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/912 Esas 2017/1850 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/912 E.  ,  2017/1850 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/10/2015 tarih ve 2015/45-2015/710 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankanın ... merkez şubesinden dört kez tarım kredisi kullandığını, davalı bankanın bu kredilerde çeşitli kesintiler yaptığını, bunun haksız şart olduğunu, yapılan kesintilerin müvekkiline iade edilmesi gerektiğini beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.00 TL"nin dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davacı tarafından müvekkili bankanın şubesinde kredi başvurusunda bulunulması üzerine kredi tahsis edildiğini, imzalanan kredi sözleşmesi nedeni ile davacı taraftan alınan masrafların yasal olduğunu, davacının kendisine sözleşme öncesi bilgi formu verildiğini, davacı tarafından incelenip imzalandığını, bilgi formunda yapılacak olan kesintilerin belirtildiğini, bu nedenlerle yapılan kesintilerin meşru olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; davalının sadece kredinin verilmesi için zorunlu ve makul masrafları isteyebileceği, kredi verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğunu davalı tarafın ispatlaması gerektiği, ispatlanmadığı taktirde yapılan kesintilerin haksız şart sayılacağı, davalı tarafın ispata yarar delil sunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, tarımsal kredi sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde ve ekli listede belirtilen 4 kredi sözleşmesine bağlı olarak 2.631,31 TL kesildiğini belirterek belirsiz alacak davası olarak 1.00 TL"nin tahsilini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. HMK 107-1 uyarınca davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Somut olayda dava dilekçesinden ve ekindeki listeden davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının davacı tarafca bilinmekte olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28/03/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (M)

    KARŞI OY

    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK 107/1 maddesinde "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği" , Yasa"nın 107/2 maddesinde de "Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği" öngörülmüştür.
    Belirsiz alacak davasının düzenlendiği HMK 107 maddesi açık hükmüne göre, davacının davasını belirsiz alacak davası olarak açabilmesi için talep sonucunu belirlemesinin kendisinden beklenmeyecek olmasıdır. Bu durum ise davacının talep sonucunu belirleyebilmesi için ihtiyaç duyduğu belge ve bilgilerin davalı veya üçüncü kişide olması ya da bir uzman görüşü alınmasından sonra alacağın miktarının belirlenebilecek olmasıdır.
    Somut uyuşmazlıkta, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğünden önce ve sonra taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmeleri nedeniyle davacı, kendisinden masraf, kredi kullandırım ücreti, işlem ücreti, analiz rapor ücreti vs. adı altında davalı Banka"ca yapılan tüm kesintilerin miktarını bildirerek, davalı bankadan celp edilecek belgelere göre yapılan kesintiden hangilerinin haksız olduğunun bilirkişice belirlenmesi suretiyle haksız kesintinin iadesini belirsiz alacak davası açmak suretiyle talep etmiştir.
    Uyuşmazlığı çözecek bilgi ve belgelerin davalı banka elinde olması ve haksız kesinti miktarının ancak uzman bilirkişice belirlenecek bulunması karşısında davacıdan talep sonucunu net bir şekilde belirlenmesini beklemek mümkün değildir.
    Davada, davalı Banka"ca yapılan tüm kesintiler değil, ancak haksız kesintilerin istirdadı talep edilmiştir.
    Davacı dava tarihi itibariyle, dava dilekçesinde de belirttiği üzere tüm kesintilerin miktarını bilmekle birlikte, dava konusu haksız kesintilerin miktarının bilebilecek durumda değildir.
    Eldeki dava HMK 107 maddesinde ifade edilen belirsiz alacak davası niteliğinde bulunduğundan davanın esasının incelenmesi yerine yazılı şekilde davanın belirsiz alacak davasına konu olamayacağı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi