Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/5165 Esas 2021/1552 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5165
Karar No: 2021/1552
Karar Tarihi: 08.03.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/5165 Esas 2021/1552 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davanın konusu, ortaklığın giderilmesi talebidir. Davacı vekili, 3292 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satılması ile giderilmesi için dava açmıştır. Davalı duruşmalara gelmemiş ve cevap vermemiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı vekili, dava dilekçesi ve gerekçeli kararın müvekkiline usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davalıya yapılan tebligatların usulsüz olduğu görülmekle birlikte, temyiz dilekçesinde durumun 2016 yılında tapuya gidildiğinde öğrenildiği ve tapu iptali ve tescil istemli davanın 2016 yılında açıldığı anlaşılmaktadır. Hüküm davalı vekili tarafından 20.07.2017 tarihinde temyiz edilmiş, ancak yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur. Gerekçe olarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gösterilmiştir. Mahkeme, temyiz isteminin süresinde olmadığı gerekçesiyle reddetmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi, usulüne aykırı tebliğin hükmünü düzenlemekte ve “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” hükümlerine yer vermektedir. HUMK’nun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, temyiz istemlerinde süresi geçirilmesi durumunda reddedilmesini öngörmektedir.
14. Hukuk Dairesi         2017/5165 E.  ,  2021/1552 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/10/2005 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/05/2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, dava konusu .... ili, .... ilçesi, ... Köyü, 3292 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı duruşmalara gelmemiş, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiş ve karar tarafların hükmü temyiz etmediği gerekçesiyle 08.09.2006 tarihinde kesinleştirilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Hükmü temyiz eden davalı ... vekili 20.07.2017 tarihli temyiz dilekçesinde, dava dilekçesi ve gerekçeli kararın müvekkiline usulsüz tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini, dava konusu taşınmazın Salihli Satış Memurluğunun 2006/24 satış numaralı dosyası ile davacıya ihale edildiğini, müvekkilinin durumu 2016 yılında 3292 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki payını satmak için tapu müdürlüğüne gittiğinde öğrendiğini, bunun üzerine tapu iptali ve tescil davası açtığını, Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/192 Esas, 2017/49 Karar sayısı davanın reddine dair karar verildiğini, karara karşı istinaf isteminde bulunulduğunu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince ".... ortaklığın giderilmesi istemli davada davacıya yapılan tebligatların usulsüz olduğu belirtilerek, ortaklığın giderilmesine ilişkin hükmün temyizi için davacıya imkan verilmesi, temyiz edildiği takdirde sonucunun beklenmesi ve sonrasında bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle istinaf isteminin kabulüne karar verildiğini, ilk derece mahkemesinin 12.07.2017 tarihli ara kararı ile kendilerine ortaklığın giderilmesi dosyasının temyiz edilmesi için süre verildiğini, tapu iptali ve tescil davasında yapılan araştırma sonucunda eldeki dosyada dava dilekçesi ve gerekçeli kararının tebliğ edildiği tarihlerde müvekkilinin usulsüz tebliğlerin yapıldığı ... Köyünde ikamet etmediğinin emniyet araştırması ile tespit edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    7201 sayılı Tebligat Kanununun;
    “Usulüne aykırı tebliğin hükmü” kenar başlıklı 32. maddesinde ise, “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.
    Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” hükümlerine yer verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinde; davalıya yapılan dava dilekçesi ve gerekçeli karar tebliğlerinin usulsüz olduğu görülmekle birlikte, temyiz dilekçesinde durumun 2016 yılında tapuya gidildiğinde öğrenildiği ve tapu iptali ve tescil istemli davanın 2016 yılında açıldığı anlaşılmaktadır. Hüküm davalı vekili tarafından 20.07.2017 tarihinde temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesine göre davalı tarafın hükmü 2016 yılında öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiğinden 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur.
    HUMK’nun 432/4. maddesi ve 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, süresinde olmayan temyiz isteminin REDDİNE, peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 08.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.