23. Hukuk Dairesi 2015/8954 E. , 2016/1886 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının ödemediği 2.715,00 TL aidat alacağının tahsili için başlattıkları icra takibine vaki davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davacı lehine %40 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, aidat borçlarının tamamını davacı kooperatife ödediğini, borcu kalmadığını, takipte istenilen faiz oranının da yüksek olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.09.2006 tarihli karar, davalının temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 20.03.2008 tarih ve 2007/467 Esas, 2008/3662 Karar sayılı ilamıyla, davalının ödeme iddiasını dayandırdığı banka dekontlarının nazara alınması gerektiği, ödemeler yönünden bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği ve BK"nın 104/son maddesine aykırı olarak faize faiz yürütülecek şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece uyulan bozma ilamı ve benimsenen 03.03.2010 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalının 2.725,00 TL aidat ve işlemiş 136,50 TL faiz borcu olduğu gerekçesiyle, taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş davalının temyiz istemi üzerine mahkemece, hükmün kesin olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş, davalının temyizi üzerine Dairemizin 16.04.2013 tarih ve 2013/1759 E., 2013/2487 K. sayılı ilamıyla 6100 sayılı Yasa"nın Ek madde 4. hükmü uyarınca, 30.11.2011 tarihli kararın temyizi kabil olduğundan, temyiz isteminin reddine ilişkin 20.12.2011 tarihli ek kararın kaldırılarak temyiz incelemesine geçilmiş ve davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, mahkemece, asıl alacağın 2.725,00 TL olduğunu tespit ederek işleyen faiz alacağını da buna göre belirleyen bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulduğu, davacının asıl alacağının 715,00 TL olarak belirlendiği ve yasal faiz oranı üzerinden yapılan hesaplamaya da davacının bir itirazı olmamasına göre, bu miktar üzerinden yasal faiz oranlarına göre, işlemiş faizin hesaplanması ve takibin yasal faiz oranı üzerinden devamına karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı olduğu şekilde bir rapordan asıl alacak miktarının diğer bir rapordan da işlemiş faizi miktarının hükme esas alınması suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve benimsenen en son tarihli ek rapora göre, davalının takip tarihi itibariyle davalının iki adet ortaklıktan dolayı 715,00 TL aidat borcu ve 1.816,50 TL lişlemiş faiz borcu olduğu, davacının 01.12.2003 tarihinde yatırdığı 500.00 TL"yi aynı gün bankadan geri çektiğinden davalının mükerrer ödeme iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, İcra Mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince karar verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyulmuş ise de, hükme esas alınan 25.04.2014 tarihli ek bilirkişi raporu ve dayanağı olan 25.07.2008 tarihli raporda, kesinleşen asıl alacağın 715,00 TL olduğu kabul edildiği halde faiz hesaplanırken bozma ilamında belirtilen hususlara riayet edilmeyerek kooperatif genel kurullarında kabul edilen faiz oranlarına göre hesaplanması ve bu miktara hükmedilmesinin TBK"nın 88. ve 120. maddelerine aykırılık teşkil ettiğinin düşünülmemesi doğru olmamıştır.
Bu itibarla uzman bilirkişiden TBK"nın 88. ve 120. maddeleri nazara alınarak işlemiş faiz yönünden hesaplama yaptırılarak rapor alınarak ve davacı vekilinin de temyizi olmadığından müktesep haklar korunarak oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun dikkate alınmaması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.