23. Hukuk Dairesi 2015/7971 E. , 2016/1884 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalılar. ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili yüklenici ile arsa sahipleri .... arasında 11.05.1987 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, müvekkilinin %50 hisse bedeli olan 243,00 TL"yi arsa sahiplerine ödediğini, ancak arsa sahiplerinin hisse devrini gerçekleştirmediğini, arsa sahiplerinden .....nun vefatı üzerine, kendisine muayyen mal vasiyet edilen kişi olarak sözleşmenin tarafı olan davalı .... imzadan imtina ettiğinden inşaat ruhsatının alınamadığını, müvekkilinin kamulaştırma şerhinin kaldırılması, inşaatın yıkımı, proje çizimi ve imar planı tadili gibi işlemler için de 250,00 TL masraf yaptığını, ancak devam ede gelen ihtilaflar nedeniyle sözleşmenin ifa edilemediğini ileri sürerek, sözleşmenin ifasına yönelik yapılan masraflar ile birlikte toplam 500.00 TL"nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, 05.07.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 1.009.169.26 TL"ye artırmıştır.
Davalı ... vekili, müvekkilinin murisinin davacıdan hisse devri karşılığı her hangi bir bedel almadığını, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Diğer davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen 25.05.2006 tarihli ilk karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 28.02.2008 tarih ve 2006/6357 E., 2008/1245 K. sayılı ilamı ile, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile taraflar arasındaki 11.05.1987 gün ve 22064 yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 4.maddesinde, (3 ve 35 parseldeki) yüzde elli nispetindeki hisselerin kısmi bedeli olarak tapudaki hisse devri sırasında ... tarafından mal sahiplerine toplam
243,00 TL ödeneceğinin belirtildiği, o tarihte kendilerine 243,00 TL ödeme yapıldığı hususunun davalıların da kabulünde olduğu, bu haliyle 243,00 TL"nin inşaata yapılan bir masraf olmayıp sözleşme bedeli olarak ödendiğinin sabit olduğu, öte yandan , davalıların, dava açıldıktan sonra 16.04.2004 tarihli ihtarnameleriyle akdî feshettiklerini davacıya bildirdikleri, davada sözleşme bedelinin istirdadı istenildiğine göre akdîn feshinde tarafların iradesinin birleştiği kabul edilerek, 243,00 TL"nin denkleştirici adalet kuralları uyarınca davanın açıldığı 02.07.2004 tarihi itibariyle (akit davadan sonra feshedildiğinden) ulaştığı değerin bilirkişiye hesaplattırılması, davacı yüklenicinin kiraya vermek suretiyle arsadan bir gelir elde ettiği sabit olursa bu miktar mahsup edilmek suretiyle sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği belirtilerek, davacı yararına bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının sözleşme bedeli olarak arsa sahiplerine yaptığı 243,00 TL tutarındaki ödemenin, denkleştirici adalet kurallarına göre dava tarihi itibariyle ulaştığı miktarın iadesini isteyebileceği, bu tutarın da 1.009.169,26 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 1.009.162,26 TL"nin davalılardan tahsiline, davalıların birbirlerine miras hisseleri oranında rücu etmelerine dair verilen 26.04.2012 tarihli ikinci karar, davalılardan .... ve davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 28.06.2013 tarih ve 2012/6975 E. 2013/4524 K sayılı ilamıyla, adı geçenlerin diğer temyiz itirazlarının reddi ile sözleşmenin arsa sahibi tarafında yer alanlar taşınmaza paylı malik olduklarından hükmedilen bedelden hangi arsa sahibinin ne oranda sorumlu olduğu sözleşme tarihindeki payı oranından hareketle tespit edilip, sözleşme sonrası meydana gelen vefatlar dolayısıyla miras hisselerinden dolayı sorumlu oldukları miktarlar da hesaplanarak hüküm tesis edilmesi gerektiği belirtilerek, davalı ...... yararına, davacı yüklenicinin faiz talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin de doğru olmadığı belirtilerek, davacı yararına bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, 336.387,42 TL"nin ... mirasçıları ..., ... ve ..."ndan, 336.387,42 TL"nin davalı ..."ndan, 336.387,42 TL"nin... mirasçıları ..., ..., ..., ...,.... ve ...."ten dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı ile davalılar ...., ..., ..., ... vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekili ile davalı ... .... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Mahkemece, davalı ... .... dışındaki diğer davalılar hakkında da hüküm kurulmuş olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında diğer davalıların gösterilmemiş olması HMK"nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olmuştur.
3-Davalı ... .... vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Davacı tarafça, sözleşme bedeli olarak ödediği meblağın tahsili istemi yönünden dava değeri 243,00 TL olarak gösterilmiş olup, 27.05.2010 tarihli ıslah dilekçesinde talebini 1.009.169.26 TL"ye artırmış, ıslah harcını 05.07.2010 tarihinde tamamlamıştır.
Bu durumda mahkemece, davalı ... ...."in, dava değeri olan 243,00 TL içerisindeki payı yönünden dava tarihinden itibaren, kalan kısımdaki payı yönünden ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, alacağın tamamının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi birlikte tahsiline hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4-Davalılar ..., ..., ... ve ... hakkında verilen hükme yönelik yapılan incelemede;
Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle, sözleşme bedeli olarak ödenen meblağın güncel değerinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, mahkemece davanın kabulüne ilişkin 26.04.2012 tarihli kararın, davacı ve davalılar ..., ..., ..., ... ve .... tarafından temyiz edildiği, davacı vekilinin 06.07.2012 havale tarihli dilekçesiyle, davalılar ..., ..., ... ve ... hakkındaki davadan ve adı geçenler hakkında verilen hükme yönelik temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiği, aynı dilekçede davaya .... ve .... mirasçısı ... yönünden devam ettiğini açıkladığı, dosyaya ibraz ettiği vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, davalılar ..., ..., ... ve ..."nun da temyiz istemlerinden feragat ettiklerine dair dilekçe sundukları, bunun üzerine mahkemece, 09.07.2012 tarihli kararla feragat edenler yönünden temyiz istemlerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Hüküm verildikten sonra davadan feragat edilmesi halinde, yerel mahkemenin davadan feragat hakkında bir karar verebilmesi uygulaması hakkında 1086 sayılı HUMK’ta bir düzenleme bulunmamakta olup, 11.04.1940 gün ve 1939/15-70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde hükümden sonra ortaya çıkan ve esas hükmün temyiz yoluyla incelenmesine engel bir durum karşısında, feragatin mahkemesince incelemesinin ve bu konuda bir karar verilebilmesinin sağlanabilmesi için kararın bozulması yoluna gidilmiş, uygulama bu şekilde yerleşmiştir. (YHGK"nın 16.11.1966 gün ve 1438 E., 290 K.; 27.05.1992 gün ve 2-250 E., 364 K.; 29.09.1993 gün ve 2-49 E., 543 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)
6100 sayılı HMK’da bu konuda açık bir düzenleme yapılmamış, ancak bu kanuna dayanılarak çıkarılan ve yeni yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 06.08.2015 tarihine kadar yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin “Karar verilmiş dosyalara ilişkin işlemler” başlıklı 57. maddesinde “Hükmün kesinleşmesinden önce davadan feragat, davayı kabul veya sulh halinde, hâkim dosya üzerinden bu konuda ek karar verir. Taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi sırf bu nedenlerle dosya istinaf veya temyiz incelemesine gönderilmez.” düzenlemesi getirilmiştir. Aynı hükme, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliği"ni 215. maddesinde de yer verilmiştir.
HMK"nın 5. kısım 3. bölümünde yer alan ve davaya son veren taraf işlemlerinden olan feragat, 6100 sayılı HMK"nın 311/1. maddesi hükmü uyarınca, kesin hüküm sonuçlarını
doğurduğu gibi, aynı Kanun"un 309/2. maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Öte yandan, aynı Kanun"un 310/1. maddesi uyarınca davadan feragat karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür. Mahkeme davadan el çektiğinden, karar ortada durduğu müddetçe, davayı yeniden ele alıp, feragat nedeniyle bir karar veremez. (11.04.1940 gün ve 1939/15-70 sayılı İBK ile YHGK"nın 21.11.1981 gün ve 2 E., 551 K. sayılı ilamı bu yöndedir.) YHGK"nın 19.12.2012 gün ve 13-1369 E., 1221 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 06.12.2013 tarih ve 5603 E., 7763 K; 29.09.2014 tarih ve 2028 E; 6027 K.; 27.11.2015 tarih ve 2015/7195 E., 2015/7640 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; 6100 sayılı HMK"da açık bir hüküm bulunmayan ve İçtihadı Birleştirme Kararı ile yöntemi belirlenmiş bir konuda, yönetmelik hükmüne dayalı olarak, hükümden sonra davanın ele alınması suretiyle ek karar tesis edilmesi doğru değildir.
Dairemizin 28.06.2013 tarih ve 2012/6975 E., 2013/4524 K. sayılı ilamında, haklarındaki davadan feragat edilen davalılar ..., ..., ... ve ... yönünden, feragat nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulması ve temyizden feragat istemlerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmekte ise de, bu hususun gözden kaçırılmış olmasının maddi hataya dayalı bulunduğu ve kazanılmış hak doğurmayacağı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, davalılar ..., ..., ... ve ... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde adı geçenleri de içerecek şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... .... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, adı geçenler yararına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle re"sen BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.