10. Hukuk Dairesi 2017/5087 E. , 2019/9477 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara 17. İş Mahkemesi
Dava, 01.01.2004-30.09.2008 tarihleri arasında müvekkil şirket tarafından sigortalılara ödenen "özel sağlık sigotası, kira yardımı, yılbaşı yardımı ve tahsil yardımı, bayram yardımı" tutarları üzerinden davalı Kuruma ödenmiş sigorta ve işsizlik primlerinin faizi ile birikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili 04.06.2014 tarihli dilekçesi ile; davacıya ait üç ayrı işyerinden bildirilen sigortalılara 01.01.2004 ile 30.09.2008 tarihleri arasında ödenen özel sağlık sigortası, kira yardımı, yılbaşı yardımı, tahsil yardımı ve bayram yardımının prime esas kazanca dahil edilmemesi gerektiğinin tesbiti ve bu nedenle yersiz ödenen sigorta primleri ve işsizlik sigortası primlerine mahsuben 100.000 TL"nin Kuruma yatırıldıkları tarihi takip eden aybaşından yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiş, 27.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 193.837,46 TL"e yükseltmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili 26.08.2014 tarihli cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazı ile birlikte ayni yardım sözkonusu olmadığı ve nakdi yardımların da prime esas kazanca dahil edilmesi gerektiğini ve prim borcuna süresinde itiraz etmediğinden kesinleşen bu işleme karşı menfi tespit davası açılamayacağını ileri sürmüş, ıslaha karşı süresinde zamanaşımı itirazında bulunarak önceki beyanlarını tekrar etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
"Davanın kabulü ile, 193.837,46 TL"nin her aya ilişkin primin kuruma yatırıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 22/02/2016 tarihli bilirkişi ek raporu 3 ve 4. sayfadaki tutar ve tarihlerin faiz yürütülmesine ilişkin hükmün eki olarak alınmasına" karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“…Bilirkişi tarafından düzenlenen 27.04.2017 tarihli rapora göre; davacıya ait ... ve ... ile ... sicil nolu işyerlerinden 01.01.2004 ile 30.09.2008 tarihleri arasında Kuruma verilen CD ortamında dosyada mevcut olan aylık ücret bordrolarında; temel ücretin normal kazanç altında, mesai, tatil çalışma ücreti gibi ücret benzerlerinin sosyal yardım adı altında, dava konusu edilen bayram, yılbaşı, özel sağlık sigortası primi, tahsil primi ve kira priminin sosyal yardım kalemi adı altında bordroda gösterilerek, prim matrahına dahil edilmiş oldukları, yemek, çocuk ve aile yardımları yönünden muafiyet tutarlarının prim matrahina dahil edildiği tespit edilmiş, tahakkuk fişleri ve işveren müfredat kartları ile karşılaştırılmak suretiyle, tahsil primi ve özel sağlık sigortası primleri yönünden hesaplama yapılarak, her bir sigortalı yönünden tahsil primi ve özel sağlık sigorta primi ödenip ödenmediği, ödenmişse prim matrahına dahil edilip edilmediği, edilmişse, prim matrahının tavanı aşıp aşmadığı kontrol edilmek suretiyle; sigorta prim ve işsizlik sigortası primi işveren hissesine düşen tutar hesaplanmış, bu şekilde denetime elverişli bulunan bilirkişi raporuna göre; 187.136,30 TL yersiz prim alacağı bulunduğu ve ödemeyi takip eden aybaşından itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği anlaşılmakla; 6100 sayılı HMK 356 ve 359. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf istemini reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle “1-Davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine,
2-Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, Ankara 17. İş Mahkemesine ait 12.10.2016 gün 2014/602 E - 2016/388 K sayılı kararının kaldırılmasına, yerine;
Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, 187.136,30 TL alacağın her aya ilişkin primin kuruma yatırıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
3-Dairemizce alınan 27.04.2017 tarihli bilirkişi raporunun karar ekinden sayılmasına,” şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, kira, yılbaşı ve bayram yardımlarının da dikkate alınması gerektiğinden bahisle, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacıya ait talebin 01.01.2004-30.09.2008 tarihleri arasına ilişkin olması nedeniyle davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 4958 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik 77. maddesi olup, anılan maddede; “Sigortalılarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin hesabında:
a)Sigortalıların o ay için hakettikleri ücretlerin,
b)Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin,
c)İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.
Şu kadar ki, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmaz. Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur…” denilmektedir. “Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur” bölümü 4958 sayılı Kanun ile anılan maddenin ikinci fıkrasına son cümle olarak eklenmiştir.
Görüldüğü gibi, anılan madde hükmünde hangi kazançların prim hesabına esas alınamayacağı sayma yöntemiyle belirlenmiş olup, Türk hukukunda egemen olan kurala göre, ayrık hükümler genişletici değil, daraltıcı yoruma tabidirler ve anılan kural, 23.05.1960 tarihli 11/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulanmıştır.
Bu kararda sigortalılara ödenen yol ve yemek paralarının ayni yardım niteliğinde bulunduğu sonucuna varılmış ve prime esas kazancın belirlenmesinde dikkate alınamayacağı görüşü benimsenmiştir. Bunun dışında Yargıtay uygulamasında bazı kararlarda, teknik personele ödenen şantiye ve arazi zammını, hasta sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği, toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen araç ücreti, çiğden verilen erzak, elbise dikiş ücreti, yakacak ve yakıt parası ve toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen yemek parası aynî yardım niteliğinde görülmüştür. Anılan nitelikte ödemelerde, ödeme yapılan süreye ilişkin herhangi bir ayrım yapılmamıştır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere ücret, görülen bir işin karşılığında çalışana işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve nakden ödenen meblağdır. Bu duruma göre işverence ödenen yol ve yemek yardımı parasını, görülen bir işin karşılığı değil, 506 sayılı Kanun"un 77/2. maddesinde sayılan istisnalar kapsamında ücrete dâhil edilmeyecek ödemeler arasında yer alan" ayni yardım" olarak tanımlamak ve yol, yemek yardımı yerine bedelinin verilmiş olması nedeniyle bu yardımların niteliğini değiştirmemek gerekir.
Belirtilen açıklama ışığında somut olaya dönüldüğünde, öncelikle dava konusu yardımların yapılıp yapılmadığı ile Kuruma fazladan ödenen prim miktarının yöntemince belirlenmesi gerektiğinden, davacı şirketin dosya arasına sunduğu ve Kurumca doğrulanıp doğrulanmadığı anlaşılmayan bordro icmallerinde yer alan tutarlar esas alınarak kurumdan sorulmaksızın hesap yapılmak suretiyle ödendiği belirtilen prim tutarları dikkate alınarak karar verilmesi bu kapsamda yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, davaya konu kalemlerin prime esas kazanca dahil edilip prim tahsil edilip edilmediği Kurum kayıtları ile teyit edilmek suretiyle, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle, çalışan her bir sigortalı bazında ödenen dava konusu tutarlar tespit edilip varsa iadesi gereken tutarın kurum verileri ve ihale makamından alınabilecek belgeler ile doğrulandıktan sonra usulünce belirlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmü bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının, HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.