
Esas No: 2020/5400
Karar No: 2020/9314
Karar Tarihi: 04.11.2020
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/5400 Esas 2020/9314 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki .../... Mahallesi 598 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak zeminine değer biçilmesi doğru olduğu gibi üzerindeki fındık ağaçlarına ise kapama fındık net gelirine göre belirlenen bedelden mutad münavebe ürünlerine göre belirlenen bedel indirilmek suretiyle değer tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının tümü, davalı vekilinin ise aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
1- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli (Musa Tarhan/Türkiye) ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 numaralı başvuru sonucu verilen 09.05.2019 tarihli kararları dikkate alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca tespit edilen bedelden ilk kararla tespit edilen bedelin mahsup edilmesi sonucu oluşan ve 3"er aylık vadeli hesapta nemalandırılarak karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilen fark bedele kararın kesinleşme tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar tarihine kadar faiz yürütülmesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a- 2. bendinde yazılı (karar tarihi olan 23/10/2018 tarihine kadar) kelimelerinin çıkartılmasına, yerine (hükmün kesinleşmesine kadar) kelimelerinin yazılmasına,
b- 6 nolu bendinin hükümden çıkarılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.