17. Hukuk Dairesi 2018/40 E. , 2019/12044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalı ..."in işleteni olduğu, davalı ... şirketi nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın müvekkillerinin desteği ..."in sevk ve idaresi altındayken 18.12.2004 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş için 10.000,00 TL destek tazminatı, 5.000,00 TL manevi tazminat; 5 çocuk için ayrı ayrı 3.000,00"er TL destek tazminatı ve 2.000"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, 09.12.2014 tarihinde maddi tazminat taleplerini davacı ... için 15.000,00 TL, ..., ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 5.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin, davanın reddine ilişkin kararı, dairemizin 24/05/2016 tarih ve 2015/12638 esas, 2016/6315 karar sayılı ilamı ile; " ... davacıların kazada hayatını kaybeden araç sürücüsünün desteğinden yoksun kalıp kalmadıkları değerlendirilerek destekten yoksun kaldıklarının kabulü halinde davalı ... şirketi karşısında 3. kişi olarak tazminat talebinde bulunabilecekleri kabul edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Davacılar vekili temyiz dilekçesinden sonra verdiği dilekçe ile, davalı ..."e yönelik davadan feragat ettiğini bildirdiğinden ve vekaletnamesinde feragata yetkisi de bulunduğundan vaki feragat nedeniyle de bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacılar vekili, tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK"nun 96. maddesinde "zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerin tazminat taleplerinin, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulması gerektiği" hükme bağlanmıştır.
Bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılamada mahkemece, davacıların kazada hayatını kaybeden araç sürücüsünün desteğinden yoksun kaldıkları kabulü ile destek pay oranlarına göre destek tazminatı hesabı yönünden bilirkişi raporu alınmış, davacı taraf destekten yoksun kalma tazminatının belirlendiği bilirkişi raporundan sonra,16/03/2017 havale tarihli dilekçesi ile daha önceki ıslah talebini açıklamış ve bu bedelin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bilirkişi raporunda davacıların gerçek zararı 218.000 TL olarak hesaplanmış ve poliçe limiti 40.000,00 TL tutarında davacılara oranlama yapılarak gerçek zarar belirlenmiştir. Mahkemece davacı ... için 15.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL, davacı ... için 4.484,37 TL, davacı ... için 2.040,60 TL, davacı ... için 1.695,61 TL, davacı ... için 626,67 TL olmak üzere toplamda 28.847,25 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Ancak tazminat miktarları bilirkişi raporu ve ıslah talebi ile uyumlu değildir. HMK hükümlerine göre davacı talebi gözönüne alınmalıdır. O halde davacıların talebi bilirkişi raporu ve ıslah talebi gözetilerek bir karar verilmelidir. Yazılı olduğu üzere açıklanan hususlar gözetilmeden karar verilmesi isabetli değildir.
3-Davacılar vekilince temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş, mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan araç ticari yolcu minibüsü olup, ticari faaliyet sırasında zarara neden olduğu ispatlanmıştır. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.