Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklının genel haciz yolu ile başlattığı takibe ilişkin takip talebinde 20.000 TL talep edildiği, ancak borçluya çıkarılan 7 örnek ödeme emrine 5.000 TL yazıldığı ve takibin 5.000 TL olarak kesinleştiği ileri sürülerek borçlunun taşınmazına 1. sırada konan haczin 20.000 TL olarak değil 5.000 TL olarak kabul edilmesi aynı taşınmazda haczi bulunan üçüncü kişi tarafından istenmiştir.
Takipte taraf olmayan üçüncü kişinin, taraf olmadığı icra takibine ve bu dosyada yapılan takip işlemlerine, dolayısıyla takipte kesinleşen miktara itiraz etme hakkı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin esasının incelenerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.