20. Hukuk Dairesi 2015/16649 E. , 2017/4427 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi ve dahili davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 135 ada 1 parsel sayılı 32477.77 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğinde Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı vekili 16.07.2007 tarihli dilekçesi ile, tapu kaydına dayanarak taşınmazın davacıya ait tarım alanı olduğu iddiası ile tespitin iptali ve davacı adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 961.97 m² ve (C) harfi ile gösterilen 16232.78 m²"lik bölümlerinin tespit gibi orman niteliğinde Hazine, (A) harfi ile gösterilen 15283.02 m²"lik bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.06.2009 tarih ve 2009/5367 E. - 8981 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (B) ve (C) harfleri ile işaretli bölümünün orman sayılan, (A) harfi ile işaretli bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Çekişmeli taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Ormanların kullanım hakkı Orman Yönetimi; mülkiyeti ise Hazineye aittir. Bu nedenle, Hazinenin de davada taraf olarak yer alması zorunludur. Davacı çekişmeli taşınmazın kendisine ait Haziran 1930 tarih, 12 sıra numaralı 9190 m² yüzölçümündeki tapu kaydı kapsamında kaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Kaydın güney hududu “kaya" okumakta olup, bu yönde taşınmazın orman sayılan bölümü bulunmaktadır. Kayıt bu hali ile değişir ve genişletilebilir sınırlı olup, miktarı ile geçerlidir. O halde, mahkemece Hazinenin de taraf sıfatı ile davada yer alması sağlanmalı, delilleri sorulup toplanmalı; taşınmaz başında bir fen elemanı eşliğinde yeniden keşif yapılarak dayanak tapu kaydı, 3402 sayılı Kanunun 20/C, 21 ve 32/3. maddeleri gereğince sabit sınırdan başlanılarak yöntemince uygulanmalı; miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmeli; kayıt miktar fazlasının sınırında bulunan ormana elatmak suretiyle kazanılan yer olup olmadığı tartışılmalı, kayıt miktar fazlasının orman sayılmayan ve zilyetlik yoluyla kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, önceki bayiiler yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır"" denilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın 08.09.2014 tarihli fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3521,43 m² ve (B) ile gösterilen 11.761,59 m² olmak üzere toplam 15283.02 m²"lik bölümünün davacı adına; (B1) ile gösterilen 961.97 m² ve (C) ile gösterilen 16232.78 m² olmak üzere toplam 17.194,75 m²"nin ise tespit gibi orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş hüküm davalı ... Yönetimi ve dahili davalı Hazine temsilcileri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın 08.09.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımlarının orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 16/05/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.