11. Hukuk Dairesi 2015/13075 E. , 2017/1833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/07/2015 tarih ve 2012/258-2015/172 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “...” yazılımının sahibi olduğunu, davalı şirket kurucu ve çalışanlarının müvekkili yazılımının mevcut ve yeni sürümleri üzerinde çalışırken istifa ederek davalı şirketi kurduklarını, sonrasında ise, müvekkili şirket bünyesinde istihdam edildikleri esnada vakıf oldukları müşteri portföyünü ziyaret ederek "kampanya yönetim aracı" işlevli bir yazılımın sahibi olduklarından bahisle pazarlama faaliyeti içine girdiklerini, davalı şirketçe pazarlanmak istenen ürünün müvekkili şirketin ürününü temel alıp almadığının tespiti için ... 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/42 D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunduklarını, her ne kadar yapılan bilirkişi incelemesi ile UCMS yazılımının geliştirildiği ortam, kullandığı veri tabanı sistemi ve yapısı, sahip olduğu yeni özellikler beraber değerlendirildiğinde Omagic yazılımının temelleri üzerine inşa edilen bir yazılım olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiş ise de, raporun eksik inceleme ve değerlendirmeye dayandığı ileri sürerek, davalı şirket yazılımının müvekkili yazılımını temel alıp almadığı, müvekkili yazılımı temelleri üzerine bina edilmiş olup olmadığı, müvekkili programlarının işlevselliklerini baz alıp üzerine bina edilmiş olup olmadığının tespiti ile bu hususların tespiti halinde haksız tecavüzün men’ini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tespit raporu ile yazılımların farklı olduğunun belirlendiğini, davacı iddialarının haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu yazılımlara ilişkin muadil özellikler bulunsa da yazılımlardaki özelliklerin kavramsal veya yönetimsel benzerliklerinin aynı ihtiyaca yönelik çözüm üretmelerinden kaynaklandığı, fakat davacı şirkete ait yazılımın işlevselliklerini kopyaladığı sonucuna ulaşılamayacağı, uygulamaların form ekranları arası geçiş yönteminde farklılıklar bulunduğu, davacı şirkete ait uygulamada müşteri temsilcisi için oluşturulan uygulama ekranları herhangi bir koşula bağlanmaksızın ardı ardına gelen bir veya daha fazla sıralı ekranlardan oluştuğu, davalı şirkete ait uygulamada ise müşterinin talimatları veya cevapları doğrultusunda farklı koşullara göre dallanabilen, farklı müşteri temsilcisi ekranları sunabildiği, uygulamalar form tanımlarını ve tasarımları farklı yöntemlerle sakladığı, davacı şirkete ait uygulamada form tasarımı “html” formatında hazırlandığı, davalı şirkete ait uygulamada ise form tasarımı “xml” formatında hazırlandığı, davaya konu uygulamalar telefonla aranan müşterilerden toplanan verileri farklı yapılarda saklandığı, davacı şirkete ait uygulama müşteri arama sonucunda derlenen bilgileri “xml” dizisi olarak veritabanı tablosunun bir alanında saklandığı, davalı şirkete ait uygulamada, derlenen bilgileri ayrı ayrı alanlarda tutarak istenildiği taktirde ikinci bir “xml veri işleme gereksinimi olmaksızın raporlanmasına izin verdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 28/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.