3. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8909 Karar No: 2017/1776 Karar Tarihi: 22.02.2017
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/8909 Esas 2017/1776 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, mağdurun çalıştığı iş yerine paket servis götürdüğü sırada, sanığın kardeşiyle mağdur arasında bir tartışma çıktı ve mağdur sanığın kardeşini yaraladı. Sanık ve mağdur ertesi gün iş yerinin önünde bir kavgaya karıştılar ve karşılıklı olarak birbirlerini yaraladılar. Sanık, mağdurun kendisine küfür ettiğini ve saldırdığını iddia etti. Mahkeme, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının belirlenemediği için sanığın lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektiren 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinin uygulanması gerektiğini belirtti. Anayasa Mahkemesi'nin bazı ibarelerini iptal ettiği 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinden dolayı, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğine karar verildi. Karar 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değiştirilerek bozuldu. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK'nin 29. ve 53. maddeleri, 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
3. Ceza Dairesi 2016/8909 E. , 2017/1776 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; olaydan bir gün önce, sanığın kardeşi olan....."in, mağdurun güvenlik görevlisi olarak çalıştığı iş yerine paket servis götürdüğü, burada sebebi tam olarak belirlenemeyen şekilde çıkan tartışma sonucunda mağdurun, sanığın kardeşi...."i yaraladığı, olayın akşamında...."in bu durumu abisi olan sanık ..."a anlatması üzerine, ertesi gün mağdurun iş yerinin önüne gittikleri ve burada ilk haksız hareketi kimin yaptığı tespit edilemeyen şekilde çıkan kavga sırasında, sanık ve mağdurun karşılıklı olarak birbirlerini yaraladıkları olayda; sanığın aşamalarda alınan savunmalarında istikrarlı şekilde önce mağdurun kendilerine küfür edip saldırdığını iddia etmesi, sanığın olayda yaralandığına dair adli raporunun bulunması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Daireleri"nin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği gözetilmeden, ilk haksız hareketin sanığın kardeşinden geldiğinden bahisle yerinde olmayan gerekçe ile sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi, 2) Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 22.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.