11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4824 Karar No: 2018/7837 Karar Tarihi: 10.10.2018
Sahte fatura düzenlemek - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/4824 Esas 2018/7837 Karar Sayılı İlamı
Özet:
11. Ceza Dairesi tarafından incelenen bir davada, sanık hakkında 2005 takvim yılı için sahte fatura düzenlemek suçundan düşme kararı verilirken, 2006 takvim yılı için ise beraat kararı verildiği belirtilmiştir. Daire, temyiz süresinin yasal süre olan 15 gün olarak belirtilmesine rağmen, katılan vekilinin süresini kaçırmaması nedeniyle temyiz talebinin geçerli olduğunu kabul etmiştir. Ancak, hükmün düzeltmesi gereken bir hususun göz ardı edilmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda, kanun maddeleri olarak; 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesi, 1136 sayılı Kanun'un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesinin 5. fıkrası, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nin 321 ve 322. maddeleri gösterilmiştir.
11. Ceza Dairesi 2018/4824 E. , 2018/7837 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Sahte fatura düzenlemek HÜKÜM : 2005 takvim yılı için düşme 2006 takvim yılı için beraat
Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.02.2007 tarih ve 5/46-39 sayılı kararında da açıklandığı üzere, 5271 sayılı CMK"nin 232/6. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında başvurulması olanaklı yasa yolunun, süresinin, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi zorunlu olup; temyiz süresinin 15 gün olarak belirtilmesi nedeniyle katılan vekili yanıltılmış olduğundan, katılan vekilinin temyizinin süresinde olduğu; sanık müdafiinin 16.02.2018 havale tarihli dilekçesinin içeriği itibarıyla temyiz talebi niteliği taşıdığı, kanun yolunda yanılmanın temyiz hakkını ortadan kaldırmayacağı kabul edilmiş; sanık müdafii ve katılan vekilinin sanık hakkında 2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen düşme kararına yönelik temyiz taleplerinin olmadığı anlaşılmış, 2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen beraat hükmü nedeniyle sanık müdafiinin vekalet ücreti verilmesi gerektiğine, katılan vekilinin ise esasa yönelik temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Bozma kararına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1136 sayılı Kanun"un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2180,00 TL maktu avukatlık ücretinin, hazineden alınarak beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanığa verilmesine” cümlesi eklenmek suretiyle, hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.