
Esas No: 2018/3162
Karar No: 2018/9771
Karar Tarihi: 25.04.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/3162 Esas 2018/9771 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş akdinin nedensiz olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birtakım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda, davacı taraf dava dilekçesinde mesaisinin 07.00-19.00 saatleri arasında olduğunu, cumartesi günleri de aynı mesai saatlerinde çalıştığını beyan etmiştir. Davalı taraf ise cevap dilekçesinde mesai saatlerinin 08.00-17.00 saatleri arasında olduğu, cumartesi günleri de yarım gün çalışıldığı savunmasında bulunmuştur. Dosyaya ibraz edilen 07.05.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda, tüm davacı tanıklarının mesailerinin haftanın 6 günü 07.00-19.00 saatleri arasında olduğunu, tüm davalı tanıklarının ise mesailerinin haftanın 6 günü 08.00-17.00 saatleri arasında olduğunu belirttikleri, davalı tanıklarının beyanları esas alındığında fazla mesai alacağı olmadığı sonucuna varılacağı, ancak bu çalışma biçiminin özel sektörde yapılan çalışma şekline genel olarak uymadığı, bu nedenle işyerinde 07.00-19.00 saatleri arasında çalışıldığının kabul edildiği ifade edilmiştir. Dairemizin 2016/2575 esas sayılı dosyasında aynı davalıya aynı tarihteki aynı fesih sebebine dayalı olarak aynı taleplerle açılan davaya ilişkin hükme esas bilirkişi raporunda fazla mesai yönünden her iki tarafın şahit beyanlarının ortalaması alındığı belirtilerek mesai saatleri 07.30-18.00 saatleri arası kabul edilmiştir. Bu dosya açısından da fazla mesai yönünden Dairemizin 2016/2575 esas sayılı dosyasındaki gibi 07.30-18.00 saatleri arası çalışma esasına göre hesaplama yapılması daha uygun olacaktır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık da yıllık izin alacağına ilişkindir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dosyada yıllık izinlerin kullandırıldığına dair imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge olmadığından 130 günün karşılığı olarak 5.633,33TL net yıllık izin ücreti hesaplanmıştır. Mahkeme gerekçesinde de davacının 5.633,33 TL yıllık izin alacağına hak kazandığı belirtilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında hatalı olarak 819,38 TL yıllık izin alacağına hükmedildiği görülmektedir. Kararın gerekçesi ile hüküm arasında çelişki olduğu anlaşıldığından bu hatanın düzeltilmesi gerekmektedir.
4-Davacının ulusal bayram genel tatil alacağı konusunda da, hüküm kısmında davacının talebi aşılarak 100,00 TL fazladan hüküm kurulmuştur. Bu hatanın da düzeltilerek yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye/ilgililere iadesine, 25.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.