18. Ceza Dairesi 2016/1916 E. , 2018/2049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İmar kirliliğine neden olmak
HÜKÜM : Beraat
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
TCK"nın 184/1. maddesinde, yapı ruhsatı almadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak ve yaptırmak suç olarak düzenlenmiş, bina kavramı ise 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 5. maddesinde tanımlanmıştır.
2960 sayılı Boğaziçi Kanunu"nun 13/d maddesinde ise, yapılarda kullanma izni verildikten sonra imar mevzuatına aykırı olarak yapılan değişiklik ve eklentiler, yıkılması gereken yapılar olarak tespit edilmiştir. Aynı Kanunun 18. maddesi ise 13. maddeye göre yıktırılması gereken yapıların sahipleri hakkında hapis cezası öngörmüştür.
2960 sayılı Kanun kapsamındaki bölgede yapılan izinsiz imalatın, bina niteliğinde olması durumunda sanığın eylemi 2960 sayılı Kanunun 18. maddesi ile TCK"nın 184/1 maddesinde tanımlanan suçları oluşturacak, TCK"nın 44. maddesi gereğince sanığın daha ağır cezayı gerektiren 184/1 maddesi uyarınca cezalandırılması yoluna gidilecek, izinsiz imalat bina niteliğinde değilse, sanığın 2960 sayılı Kanunun 18. maddesinde düzenlenen suçtan sorumlu tutulması gerekecektir.
Dosya kapsamındaki 13.02.2013 tarihli yapı tatil tutanağında; güçlendirme tadilat çalışmaları ile yeni çatı yapıldığı, 09/06/2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda; binanın konturlarında herhangi bir büyüme veya alan kazanma olmadığı, yapı tatil tutanağında zikredilen şekliyle yapıda çatı tamiratı, iç tadilat, boya, badana, iç sıva, dış sıva vb. faaliyetlerin ruhsat kapsamında inşai faaliyetler olmadığı, çatı arasında herhangi bir yaşam mahalli bulunmadığı, çatının normal eğimde inşa olunmuş yapı örtüsü niteliğinde olduğu, belirtilmiş, Boğaziçi İmar Müdürlüğü"nün 22/05/2014 tarihli yazısında ise, tapu kaydında
bahçeli ahşap ev olarak geçen binanın, kagir hale dönüşmesinin yasal herhangi bir dayanağının olmadığına değinilmiştir,
Bu açıklamalar ile; bilirkişi raporunda binanın kagir hale getirilmesinin tarihi ile sanığın edinim tarihine göre yapıma yönelik eyleminin belirlenmemesi karşısında, yukarıda belirtilen eksikliklerin giderilmesi ve eksik bırakılan hususların niteliğinin tespiti açısından mahallinde yeniden keşif yapılarak, tapu kaydında ahşap bina olarak geçen yapının hangi tarihte kagir hale dönüştürüldüğü konusunda bilirkişiden denetime elverişli şekilde bilimsel ve teknik verilere dayalı yeni bir rapor aldırılması, yapının kagir hale dönüştürüldüğü tarihin, sanığın yapıyı edinim tarihinden sonra olduğunun tespit edilmesi halinde; sanığa yüklenen eylemin hukuki anlamda tek fiil olacağı ve tek fiil ile hem TCK"nın 184. maddesinde düzenlenen imar kirliliğine neden olma hem de 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun 18. maddesine muhalefet suçunun oluşacağı, TCK"nın 44. maddesi gereğince de daha ağır cezayı öngören imar kirliliğine neden olma suçundan sanığın cezalandırılması gerekeceği, yapının kagir hale dönüştürülme tarihinin, yapının sanık tarafından edinilme tarihinden önce olduğunun tespit edilmesi durumunda ise, sanığın eyleminin 2960 sayılı Boğaziçi Kanunun 18. maddesi kapsamında kalıp kalmayacağı belirlenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş ve katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.