14. Hukuk Dairesi 2018/2930 E. , 2018/8881 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.07.2012 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.03.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, suya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin 64 parsel sayılı taşınmaz içerisinden çıkan kaynaktan su aldıklarını, davalıların kaynaktan su getiren borunun üzerine beton dökmek suretiyle suyun taşınmazına müdahale ettiklerini ve 04.07.2008 tarihli anlaşma tutanağına riayet etmediklerini belirterek davalıların suya vaki müdahalesinin önlenmesini istemiştir.
Bir kısım davalı vekili, 1962 yılında mahallelerinin içme suyunu sağlamaları için ilgili idareye başvurduklarını ve idarece dava konusu su yerinin gösterildiğini, bunun üzerine depo yapılmak ve boru döşenmek suretiyle mahallenin su ihtiyacının karşılandığını, 2008 yılına kadar davacıların bu suya yönelik taleplerinin olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.05.2015 tarih 2014/12591 Esas, 2015/5822 Karar sayılı ilamıyla, “Davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırmalar hüküm kurmaya yeterli değildir. Bu durumda mahkemece, suların en az olduğu dönemde mahallinde ziraatçi ve jeoloji mühendisi bilirkişiler hazır bulundurularak yeniden keşif yapılarak taraflar arasındaki 04.07.2008 tarihli anlaşma tutanağı da gözetilerek davacının suya ihtiyacı olup olmadığı bilimsel verilere uygun olarak tespit ettirilmeli, davalıların içme suyu ihtiyaçları olup olmadığı, bu ihtiyacı şebeke suyu veya başka kaynaktan karşılayıp karşılamadıkları araştırılmalı, içme suyu ihtiyacının sulama suyu ihtiyacına nazaran öncelikli olduğu da gözetilerek herkesin ihtiyaçları oranında yararlanabileceği bir su rejimi kurulması yoluna gidilmelidir. Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Dava konusu kaynak, genel sudur. Genel sulardan herkes kadim ve öncelik hakkı olanların hakkına tecavüz etmeden, ihtiyacı oranında yararlanır. Bozma ilamında değinilen ilkeler ışığında, davacının kadim yararlanma hakkı ve tarafların yararlandıkları başka sular da dikkate alınarak herkesin ihtiyaçları oranında faydalanabileceği bir su rejimi kurulması gerekir.
Mahkemece, bozma ilamının içeriği dikkate alınarak, gerekiyorsa yeniden keşfe gidilerek, yapılacak yargılama neticesinde, uygun bir su rejiminin kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.12.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.