3. Hukuk Dairesi 2016/19680 E. , 2018/5917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ilgili adreste 3,5 yıldır et-balık satış mağazası işlettiğini,18.03.2014 tarihinde işyerinde tutulan tutanağa istinaden kaçak elektrik kullandığından bahisle hakkında 64.979,12 TL kaçak tüketim bedeli tahakkuk ettirildiğini,sayacının değiştirilerek yeni sayaç takıldığını, kaçak elektrik kullanmadığını, elektriğin kesilmesi tehdidi altında 17.293,12 TL’yi ödediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 64.979,12 TL’lik kaçak tahakkuk bedelinden ve işleyecek faizler yönünden borçlu olmadığının tespitine, bu borcun taksitlendirilmesi kapsamında ödenen 17.293,12 TL’nin tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, kendilerinin abonelik sözleşmelerine dayalı elektrik faturalarına ilişkin uyuşmazlıklarda taraf olup, dağıtım sistemi kapsamında kaçak elektrik kullanımına ilişkin işlemlerin ... Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından tesis edildiğinden davanın husumet yönünden reddi gerektiğini,esas yönünden ise, abone mahallinde yapılan kontrollerde sayacın tetkik amacı ile söküldüğünü, laboratuvara gönderildiğini, muayene sonunda sayaca müdahale edilerek eksik tüketim yapar hale getirildiğinin tespit edildiğini, bu rapora istinaden tutanak düzenlendiğini, muayeneyi yapan laboratuvarın Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı"na ait bağımsız bir kurum olduğunu, tahakkuk ettirilen tutarında tarife ve yönetmeliklere uygun olarak yapıldığını savunarak,davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacının kaçak elektrik kullandığı iddiası ile hakkında tutanak düzenlendiği, buna göre hakkında elektrik faturası tahakkuk ettirildiği, davacının kaçak elektrik kullanmadığını iddia ettiği, bu nedenle davanın ..."a karşı açılması gerekekirken,davalı ... A.Ş.’ne karşı açılmasının doğru olmadığı gibi taraf sıfatındaki hatanın basit bir işlemle giderilebilecek maddi bir hatadan da kaynaklanmadığı gerekçe gösterilerek davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; kaçak elektrik bedelinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında "hak ilişkisine dayalı bağ" dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir. Uygulamada sıfat yerine genel olarak "husumet", davacı bakımından "aktif husumet ehliyeti", davalı bakımından "pasif husumet ehliyeti" tabirleri kullanılmaktadır.Somut olayda; davacı ile dava dışı Bedaş arasında elektrik enerjisi satışına ilişkin sözleşmenin akdedildiği dosya kapsamında yer alan abonelik sözleşmesi ile sabittir. Ne var ki,davacıya tahakkuk ettirilen elektrik tüketim faturaları incelendiğinde ise, bu faturaların davalı ...Elektrik Perakende Satış A.Ş. tarafından tahakkuk ettirildiği ve her iki şirket adresinin de aynı olduğu dosya kapsamındaki belgeler ile açıktır.
Her ne kadar mahkemece davacının kaçak elektrik kullandığı iddiası ile hakkında tutanak düzenlendiği, buna göre hakkında elektrik faturası tahakkuk ettirildiği, davacının kaçak elektrik kullanmadığını iddia ettiği, bu nedenle davanın ..."a karşı açılması gerekekirken, davalı ... A.Ş.’ne karşı açılmasının doğru olmadığı gerekçe gösterilerek davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, davacıya tahakkuk ettirilen tüketim faturalarının davalı şirket tarafından tahakkuk ettirildiği ve davalı şirket ile dava dışı ...’ın adreslerinin de aynı olduğu da nazara alındığında, davacının söz konusu bedelleri davalıdan istem hakkının bulunduğu ve davalı ile dava dışı ... arasındaki anlaşmaların ise yalnızca bu iki şirket arasındaki iç ilişkide sonuç doğuracağı ve davacı yönünden bir bağlayıcılığının bulunmayacağı da kuşkusuzdur.Bu nedenlerle, mahkemece, davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.