10. Ceza Dairesi 2018/4004 E. , 2018/6999 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 25/07/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda hüküm kurulmasına yer olmadığına dair Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/09/2016 tarihli ve 2015/1589 esas, 2016/1019 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 01/08/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 11/10/2013 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle 26/02/2014 tarihli iddianame ile açılan kamu davası sonucunda Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 03/02/2015 tarihli ve 2014/613 esas, 2015/148 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için yapılan tebligatlara rağmen sanığın kuruma müracaat etmeyerek yükümlülüklerine aykırı davrandığının bildirilmesi üzerine mahkemece yargılamaya devam edildiği, ancak Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/09/2016 tarihli ve 2015/1589 esas, 2016/1019 sayılı kararı ile, “yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etme şartının gerçekleşmediği” gerekçesine dayanılarak yargılama şartı bulunmadığından bahisle hüküm kurulmasına yer olmadığına ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "1- Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar edeceği nazara alındığında, somut olayda Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı kağıdının 07/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği bildirilmiş; ancak tek başına bu durumun ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı esasen denetimli serbestlik tedbirine kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği, kamu davası hakkında durma kararı verilerek yükümlü hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesinin gerektiğinin gözetilmemesinde,
2- 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında geçerli tebligat işlemleri yapılarak müracat etmesi halinde denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, anılan Kanun"da düzenlenmeyen hüküm kurulmasına yer olmadığı şeklinde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/09/2016 tarihli ve 2015/1589 esas, 2016/1019 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Her ne kadar kanun yararına bozma talebi Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/09/2016 tarihli ve 2015/1589 esas, 2016/1019 sayılı kararı ile “davanın durmasına” karar verilmesi gerekirken “hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verilmesinin yasaya aykırı olduğuna ilişkin ise de,
Öncelikle, suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe girip, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilen Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 03/02/2015 tarihli kararı itibari ile de yürürlükte olan 6545 sayılı Kanunla değişik TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığı tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde yasal zorunluluk bulunduğundan,
Sanığın kanun yararına bozma talebine konu olan suçu, aynı nitelikte başka bir suç nedeniyle daha önce verilmiş bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”
b) Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, karardan önce 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",
Karar verilmesi gerektiğinden, kanunda yer alan bu özel düzenlemedeki emredici hükümlere aykırı olarak sanık hakkında 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 03/02/2015 tarihli ve 2014/613 esas, 2015/148 sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdirinin sağlanması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; sanık hakkında 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik kararı uygulanmasına dair Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 03/02/2015 tarihli ve 2014/613 esas, 2015/148 sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdirinin sağlanması için dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na GÖNDERİLMESİNE, 15.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.