Esas No: 2016/10
Karar No: 2016/2363
Karar Tarihi: 30.03.2016
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/10 Esas 2016/2363 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yağma, yağmaya kalkışma, çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme, suç örgütüne üye olmak, suç örgütüne yardım etmek, göçmen kaçakçılığına kalkışma, göçmen kaçakçılığı, tehdit, kasten yaralama, 6136 sayılı Yasaya muhalefet, tefecilik, dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar .. .. ve .. .. savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/09/2014-21/12/2015 tarihli tebliğnameleri ile Dairemize gönderilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanıklar .. .. ve .. .. hakkında, müşteki .. .."e karşı "kasten yaralama" suçundan hükmolunan cezanın tür ve miktarı bakımından, 14/04/2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, üç bin liraya kadar olan mahkumiyet hükmünün kesin nitelikte olması ve temyiz kabiliyetinin de bulunmaması nedeniyle sanık .. .. savunmanları ve sanık .. .. savunmanının temyiz istekleri ile,
Sanık .. .. savunmanının sanık hakkında isnat edilen “çıkar amaçlı suç örgütünü yönetme, zincirleme olarak nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik” suçlarından verilen beraat hükümlerini temyizde hukuki yararı bulunmadığından, hükmün gerekçesine yönelik olmayan temyiz isteğinin,
5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yolmasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317;
Hükmedilen cezaların türü ve sürelerine göre; duruşmalı incelenmesi olanaklı bulunmadığı için sanık .. .. savunmanı ile sanık .. .. savunmanlarının, duruşmalı inceleme istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 318 ve 421. maddeleri gereğince REDDİNE,
Sanıklar .. .. ve .. .. ile mağdur-sanık .. .. hakkında verilen hükümlere yönelik temyiz isteminde bulunulmadığı anlaşılmakla; adı geçen sanıklar haricindeki temyiz talepleri ile,
Sanıklar .. .. ve .. .. savunmanlarının, karar duruşması olan 26.12.2013 tarihli oturuma katılıp, .... ... esas hakkındaki görüşü sonrası esasa ilişkin savunmalarını yaptıktan sonra kısa kararın tefhimi için duruşmaya ara verildiğinde adı geçen sanıkların savunmanlarının, oturumu terk ederek yokluklarında karar verilmiş olması nedeniyle sanıklar savunmanlarına gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi günlük yasal süre içerisinde kararı temyiz ettiklerinin anlaşılması ile süresinde kabul edilen temyiz taleplerinin incelemesinde;
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 27/06/2008 tarih, 2008/323 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar .. .. ve .. .. hakkında, katılan .. ..’a karşı, örgüt mensubu diğer sanıklar ile birlikte işledikleri iddia olunan “tehdit” suçundan açılan kamu davası ile;
... ...... . 27/06/2008 tarih, 2008/323 Esas sayılı iddianamesi ile sanık .. ..’nin 350. Sokak, No:46, D:4, ...../ ..../..... adresindeki evde yapılan aramada bulunan 7.65x17 mm çapında MKE yapımı 10 Adet fişek ve 9x19 mm çapında MKE yapımı 4 Adet fişeğin, İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü"nün 14.04.2008 tarih ve BLS 2008/2112 sayılı ekspertiz raporuna göre; “yukarıda özellikleri belirtilen 14 adet fişeğin, 6136 sayılı Yasaya göre yasak niteliğe haiz ateşli silah fişeklerinden olduğu” belirtilmekle, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunu işediğinden bahisle, mütalaada da, eylemine uyan 6136 sayılı Yasa’nın 13/4. maddesi gereğince cezalandırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece, sanık .. .. hakkında “ruhsatsız mermi bulundurmak” suçundan iddianame ile açılan kamu davasında,
Hüküm kurulmamış ise de; zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür.
Yine aynı sanık .. ..’nin, ...... plakalı, beyaz, ... .... marka araç içerisinde, “üzerinde herhangi bir ibare ve numara bulunmayan 28 numara av fişeği atan, tek namlulu, namlusu yiv-set ihtiva etmeyen, namlusu fişek yatağı hariç 12.5 cm, tüm boyu ise 29 cm. uzunluğunda olan, kabza unsuruna sahip, açık horozlu, üstten kırma tabancanın, .... .... ..... Laboratuvarı Müdürlüğü"nün 14.04.2008 tarih ve BLS 2008/2112 sayılı ekspertiz raporuna göre; “Yapılan incelenmesinde; atışına engel herhangi bir mekanik arızasının bulunmadığı görülmüş, deneme ve mukayese atışlarında çapma uygun av fişeklerini patlattığı tespit edilmiştir. Söz konusu silahın, av fişeklerini istimal etmesi ve namlusunun yivsiz-setsiz olması av tüfeği olarak değerlendirilmesini gerektirmez. Nitekim, üstte kolayca gizlenip taşınabilme özelliğinin yanı sıra yakın mesafeden yapılan atışlarda, mermi çekirdeği atan diğer tabancalara göre daha fazla etkiye sahiptir. Bu itibarla, söz konusu tabancanın; 6136 sayılı Yasaya göre yasak niteliği haiz ateşli bir silah olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.” şeklindeki raporuna göre adı geçen sanık hakkında, yukarıda özellikleri belirtilen tabanca için de, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
I- Katılan .. .."ya yönelik eylem nedeniyle sanık .. .. hakkında “nitelikli yağma” suçundan beraatine yönelik hükmün incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu’nun takdirine göre, katılan .. .. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
II- Sanık .. .. hakkında “çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme”; sanıklar .. .., .. .., .. .., .. .., .. .., .. .., .. .., .. .., .. .., .. .. ve .. .. hakkında “çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak” suçundan mahkumiyetlerine; Sanık .. .. hakkında 5237 sayılı Yasa’nın 220/1. maddesi uyarınca belirlenen 2 yıl 6 ay temel hapis cezasından, anılan Yasanın 220/3. maddesi uyarınca 1/4 oranında artırım yapılırken, 3 yıl 1 ay 15 gün yerine, 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası, 62. maddesi uyarınca da 1/6 oranında indirim yapılırken, 2 yıl 7 ay 7 gün yerine, 1 yıl 19 ay 7 gün hapis cezası uygulanarak eksik ceza tayinine hükmedilmesi, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
-Sanıklar .. ..,.. .., .. .., .. .. ve .. .. hakkında “çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek” suçundan mahkumiyetlerine;
-Sanıklar .. ..,.. .., .. .. ve .. .. hakkında “göçmen kaçakçılığına kalkışma” suçundan mahkumiyetlerine;
Sanık .. .. hakkında “çıkar amaçlı suç örgütü kurma ve yönetme” suçundan, sanıklar .. ..,.. .. ve .. .. hakkında “çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak” suçundan da cezalandırıldıkları, suç örgütü üyelerinin örgüt faaliyetleri çerçevesinde işledikleri “göçmen kaçakçılığına kalkışma” suçundan kurulan mahkumiyet kararında TCK’nın 58/6-9. maddesi gereğince cezanın tekerrürlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiği halde kararda bu husus belirtilmemiş ise de yasal zorunluluk nedeniyle "infazda" gözetilmesi olanaklı olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
-Sanıklar .. .., .. .., .. .., .. .. ve .. .. hakkında, katılan .. .."a karşı “nitelikli yağmaya kalkışma” suçundan mahkumiyetlerine;
Katılan .. .."a yönelik eylemler nedeniyle adı geçen sanıkların, yağma suçunu, silahla, birden fazla kişi ile birlikte, katılana ait ... .... ile sanık .... ait ..... İnşaat adlı işyerlerinin bürosunda, suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla ve suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak işlediklerinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 149. maddesinin 1. fıkrasının (a), (c), (f) ve (g) bentlerinin yanı sıra (d) bendinin de uygulanması gerektiği gözetilmeden anılan bentler ile uygulama yapılması, olayda birden fazla nitelikli halin gerçekleşmiş olması ve aynı Yasanın 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi nedeniyle sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
-Sanık .. .. hakkında, yakınan .. .."e yönelik “tehdit” suçundan mahkumiyetine;
31.12.2008 tarihinde vefat ettiği için kovuşturma aşamasında beyanı alınamayan yakınan .. .."in kollukta alınan 09.04.2008 tarihli şikayetini içerir ifadesi, iletişimin tespiti kayıtları ile sanık .. .."in küfür ettiğine dair ikrarı da bir arada değerlendirildiğinde; sanık .. .."in, banka kredisi çekebilmek amacıyla eksper dosyasını hazırlaması için yakınan .. .. ile 5.000.-TL üzerinden anlaştıkları, 1.300.-TL"sinin yakınana peşin olarak verildiği, kalan kısmının da dosya hazırlandıktan sonra verileceğinin kararlaştırıldığı, ancak, bankadan istenilen meblağda kredi verilmeyince, sanık .... ile yakınan .... arasında çıkan tartışmada; kredi işinin halledilememesi nedeniyle, örgüt lideri sanığın, peşin olarak verdiği 1.300.-TL parayı yakınandan geri istediğinde, yakınanın bunu kabul etmemesi üzerine, yakınan ... hitaben, TCK’nın 106/1. maddesinin, 1. cümlesinde tanımlanan, mağdurun yakınının cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirme niteliğinde olan “.... senin ananı si...rim, bu parayı alırım” şeklindeki sözleri söylediğinin sabit kabul edildiğine dair Mahkemenin kabul ve nitelendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
-Sanıklar .. .., .. .., .. .. ve .. .. hakkında, mağdur-sanık .. ..’e karşı “tehdit” suçundan mahkumiyetlerine;
Mağdur-sanık .. ..’e yönelik tehdit suçunu değişik tarihlerde zincirleme şekilde gerçekleştirmiş olan sanıklar hakkında TCY"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ile sanıklar .. .., .. .., .. .. ve .. .. hakkında, 5237 sayılı Yasa’nın 106/2-c-d. maddesi uyarınca ayrı ayrı belirlenen 2 yıl 6 ay temel hapis cezasından, anılan Yasanın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken, 2 yıl 1 ay yerine, 1 yıl 8 ay hapis cezası uygulanarak eksik ceza tayinine hükmedilmesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
-Yakınan .. .."a yönelik, sanık .. .. hakkında “hukuki bir alacağı tahsil amacıyla tehdit” ile sanıklar .. .., .. .. ve .. .. hakkında “nitelikli yağmaya kalkışma” suçlarından mahkumiyetlerine;
Sanık .. .."in, yakınan .. .."tan olan alacağını tahsil etmek amacıyla örgüt lideri sanık .. .. ile irtibata geçtiği, bu amaçla, örgüt liderinin,
örgüt üyeleri olan sanıklar .. .. ve .. .."i, yakınanın bulunduğu .../..... İlçesine, sanık .... ait plakası tespit edilemeyen bir araçla gönderip, burada açık kimliği tespit edilemeyen ..... isimli bir kişi ile birlikte sanık ..... alacaklı olduğu yakınan ..... bulmak ve tahsilat yapmak için araştırma yaptıkları, bu amaçla sanık .. .."ın kullandığı, ....81 00 no ile biten hattından, 85-86-87-88 nolu tape görüşmeleri ile sabit olduğu üzere, örgüt lideri .... ve sanık .. .. ile görüşmeler yaptıkları anlaşılmakla, sanık .. .."ın atılı suçu işlediğine dair Mahkemenin kabul ve nitelendirmesi yerinde görülmekle, tebliğnamedeki sanık .. .. yönünden bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.
Sanık .. .."in, yakınan ..... olan alacağını tahsil etmek amacıyla örgüte başvuran ve “tehdit” suçundan kurulan mahkumiyet kararında TCK’nın 58/6-9. maddesi gereğince cezanın tekerrürlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiği halde kararda bu husus belirtilmemiş ise de, yasal zorunluluk nedeniyle "infazda" gözetilmesi olanaklı olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
-Sanıklar .. .., .. .. ve .. .. hakkında, “6136 sayılı Yasaya aykırılık” suçundan mahkumiyetlerine;
Sanıklar .. .. ve .. .."ın, suça konu tabancaları satın aldıklarının anlaşılması karşısında, eylemlerine uyan 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi yerine anılan Yasanın 13/3. madde ve fıkrası uyarınca mahkumiyetlerine hükmedilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
-Sanık .. .. hakkında “tefecilik” suçundan mahkumiyetine,
-Sanık .. .. hakkında yakınan .. .."a yönelik “hukuki bir alacağı tahsil amacıyla tehdit” suçundan mahkumiyetine dair hükümlerin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkimler Kurulu’nun takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
2-) Sanık .. .. hakkında “6136 sayılı yasaya aykırılık” suçundan, hüküm (10)"daki mahkumiyet kararı ile adli para cezasına hükmedildiği gözetilmeksizin 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması,
3-) Sanık .. .. hakkında, hüküm (13)"teki “tefecilik” ile (14-b)"deki katılan .. .."a yönelik işlediği sabit olan “hukuki bir alacağı tahsil amacıyla tehdit” suçlarında, haksız çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş olan suç örgütünün faaliyeti kapsamında işlemediğinin anlaşılıp, kabul edilmesi karşısında, hakkında TCK"nın 58/9. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
4-) Hüküm (13)"te, sanık .. .."in tefecilik suçundan mahkumiyeti yönünden, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan hazine lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. madde ve fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık .. .. savunmanları, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. ve savunmanı, sanık .. .. ve .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. ve savunmanları, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak,
Hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına” ilişkin bölümler çıkartılarak, yerlerine “Sanıkların, kasten işlemiş oldukları suç için hapis cezasıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına" cümlesi yazılmak;
“Hüküm (13) ve (14-b)"deki sanık .. .. hakkındaki TCK"nın 58/9.; ayrıca Hüküm (10)"daki, sanık .. .. hakkında TCK"nın 53. maddelerinin uygulanmasına” ilişkin bölümlerin çıkartılmasına,
Hüküm (13) fıkrasına "Karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Taifesinin 13/1. maddesi uyarınca 2.640,00.-TL maktu vekalet ücretinin sanık .. .."den alınarak kendisini vekille temsil ettiren katılan ... ..... verilmesine” cümlesi eklenmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Sanıklar .. .. ve .. .. hakkında “çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak” ile sanık .. .. hakkında “çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek”; Sanık .. .. hakkında “göçmen kaçakçılığına kalkışma”; Yakınan .. .."ya yönelik, sanıklar .. .. ve .. .. hakkında “tehdit”; Katılan .. .. T.A.Ş."ye yönelik, sanıklar .. .., .. .., .. .., .. .., .. .. ve .. .. hakkında “nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik”; sanıklar .. .. ve .. .. hakkında “tefecilik” suçlarından mahkumiyetlerine dair hükümlerin incelenmesinde;
1- Sanıklar .. .. ve .. .. hakkında “çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak” ile sanık .. .. hakkında “çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek” suçundan mahkumiyetlerine;
Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp, organik ve hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt mensupları üzerinde hakimiyet teşkil eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmalıdır. Örgütün varlığı için suç işleme amacıyla etrafındaki fiili birleşme ve niteliği itibariyle devamlılık aranmalıdır. Üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olmalıdır.
Bir suç örgütünün varlığında hiyerarşik ve komplike yapılanma içinde bulunan örgütten ayrılamama ve örgütün istediği şekilde hareket etme ve yaşama zorunluluğu tespit edilmelidir.
Tam bir işbirliği ve eylem paylaşımı anlayışı çerçevesinde en az üç kişi tarafından kurulan ve bünyesinde hiyerarşik ilişki taşıyan süreklilik ve devamlılık gösterecek şekilde yapılanan baskı, yıldırma, sindirme ve zorlama yöntemlerini kullanarak korkutucu topluluk olarak tanımlanabilir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak en az üç kişinin kendi aralarında soyut değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacıyla fiili birleşmenin olması niteliği ile devamlılık arz etmesi gereken kararlı bir yapılanmadır.
Suç örgütünün kurucusu, örgüt yöneticisi ve örgütün üyeleri net, tartışmasız belirlenip, yapılanmanın içinde ne şekilde yer aldığı, soyut değil, somut şekilde saptanmalıdır.
Ayrıca işlenen suç ve/veya suçların örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda ve/veya örgüt yönetici veya örgüt üyesi tarafından şahsi nedenle olsa bile suç örgütünün gücünden ve imkanlarından yararlanarak mı işlendiği belirlenmelidir.
Hal böyle olunca; suç örgütü kavramının ne olduğu unsurlarının ve tespiti önemli olduğu kadar hangi suçların suç örgütünün amacı ve faaliyeti kabul edileceği veya edilemeyeceğinin belirlenmesi gerekir.
Bu husus etkin soruşturma ve/veya kovuşturma yapılarak saptanabilir. Hal böyle olunca, telafisi olanaksız hatalara düşülmemesi, insan hak ve hürriyetlerinin ihlalini önlemek için bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır.
Bir yargılamada suç örgütünden bahsedilebilmesi için örgütü kim veya kimlerin kurduğu, kuruluş süreci ve amacının, mensuplarının, hiyerarşik yapılanmasının netleştirilmesi gerekir.
Suç örgütü üyesi ise örgüt yöneticinin rızasının varlığına gerek olmadan örgüte fiilen katılan kişidir. Kişinin suç örgütü üyeliğinden suçlanabilmesi için örgütün varlığından haberdar olmalı, bilerek ve isteyerek ona üye olması ve örgütün hiyerarşik yapısında da yerini alması gerekir. Örgüt ile bağlantısı olmadan münferit hareket edenlerin suç örgütü üyesi olarak kabulü benimsenemez.
Örgüt üyesi olarak kabulde işlediği fiillerin belli yoğunlukta olması gerekir. Örgüt üyesi olmadığı halde örgüt adına suç işleme TCK"nın 220/6. maddesinde gösterilmiştir. TCK"nın 220/7. maddesi ise suç örgütüne bilerek isteyerek yardım eden kişiye ceza vermektedir. Buradaki “Yardım”ın örgüt üyeliği seviyesinde olmaması gerekir. Yani örgütü bilip, hiyerarşik yapıda olamadan yardım edendir. TCK"nın 220/7. maddesinde genel manevi destek, propaganda, sempati, suç ve suçluyu övme kapsamındadır.
Örgütün amacı suç işlemektir. Birden fazla suç işleyen örgüte yanlızca bir suç yardımında bulunan veya örgütün genel amacına yardım eden TCK"nın 220/7. maddesinde değerlendirilir.
Bu bağlamda;
a-) Sanık .. .. liderliğindeki çıkar amaçlı kurulan suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, suç örgütünün faaliyetlerinin tespiti için teknik araçlarla izleme kararının da alındığı, bu bağlamda, 26.06.2007 tarihinde, örgüt üyelerinin, eylemde bulunacağı belirlendiğinden, suç yerine, Emniyet"in gözetleme (obzer) aracının gittiği, ancak örgüt lideri sanık .. .."in bu aracı fark ederek, plakasını alıp, örgüt üyesi sanık .. .. ile hakkında örgüt üyeliğinden beraat kararı verilen temyiz dışı sanık .. .."a bildirerek, araştırma yapılmasını istediği, bu amaçla ... ve ...., .... babasına ait ..... ...../.... adresindeki işyerinde kiracı olarak bulunan ve ..... Otomotiv ve Trafik Müşavirliği adı altında, trafik takip işleri yapan tanıdıkları sanık .. .."ü, cep telefonundan arayıp, bahse konu aracın plakasını vererek, sorgulamasını istediği, sanık ...."in de, aksi ispat edilemeyen savunmasına göre, arkadaşı .... ..... bu konuyu sorup, arkadaşının internet ortamından yaptığı sorgulamada bir sonuca ulaşamadığını belirtince, bunu sanık .. .."e telefonla aktarmak dışında, başkaca bir eyleminin bulunmadığı, nitekim, örgüt lideri sanık .. .."in, kendisini takip eden bu aracın plakasını başka tanıdıklarına da vererek, farklı kişilerden de bilgi almaya çalıştığı, ancak başarılı olamadığı, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, temyiz dışı sanık .... ..... babasına ait dükkanda kiracı olduğu için ..... ve örgüt üyesi sanık ..... tanıyan ve yaptığı trafik takip işi nedeniyle, kendisinden bir aracın plakasının sorgulanması konusunda yardımda bulunulması ricası üzerine örgüt üyesi olan .. .. ile yaptığı telefon görüşmesi haricinde suç örgütü ile bir bağlantısı tespit edilemeyen, bilerek ve isteyerek suç örgütüne yardım ettiği de somut delillerle kanıtlanamayan sanık .. .."ün “çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek” suçundan beraati yerine, yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi,
b) Sanık .. .. hakkında hükmün (4-b) sırasında “göçmen kaçakçılığı” ile sanıklar ,.... ..... ve .... ...... hakkında hükmün (8-b) sırasında, yakınan .. .."ya yönelik “tehdit” suçlarından beraat kararları verildiği de dikkate alındığında, aşamalarda özetle inkara dayalı savunmalarda bulunan sanıklar ..... ..... ve .... ....., örgüt lideri sanık .. .. tarafından oluşturulan suç örgütü yapılanmasında ne şekilde yer aldığı, örgütün emir ve talimatı ile hareket ettiğine ilişkin delillerin neler olduğu gösterilmeden, denetime olanak verecek şekilde açıklanıp, tartışılmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile adı geçen sanıklar hakkında örgüt üyeliğinden yazılı şekilde uygulama yapılması,
c) Uygulamaya göre de; sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
2-Sanık .. . hakkında “göçmen kaçakçılığına kalkışma” suçundan mahkumiyetine;
a-) Örgüt lideri sanık .. . ve örgüt üyesi bir kısım sanık tarafından, 23.07.2007 tarihinde, göçmen kaçakçılığına kalkışma suçunu işlediği sabit ise de; suç örgütü üyelerinden sanık .. .."in, göçmen kaçakçılığı suçunu işlediğine dair kanıtların neler olduğu denetime olanak verecek biçimde gösterilmeden, yetersiz gerekçeyle yazılı biçimde adı geçen sanığın hükümlülüğüne karar verilmesi;
b-) Uygulamaya göre de; sanığın, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a, b, c, d, e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildiği takdirde, kendi altsoyu üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140, 2015/85 esas ve karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
3-) Yakınan .. .."ya yönelik, sanıklar .. .. ve .. .. hakkında “tehdit” suçundan mahkumiyetlerine; a) Yakınan .. .."nın, katılan .. .. ile sanık .. .. arasında geçen olaylarda tanıklık yapacağını söylemesi üzerine sanık ...., ... ... liderliğindeki suç örgütünden yardım istediği, bu amaçla, suç tarihinde, yakınan Lütfi"nin ikamet ettiği apartmanının önüne gelen iki kişi tarafından tehdit edildiğini yakınanın iddia etmesi üzerine, Klasör 7, Dizi:25 ve 26. sıralarda bulunan, 09.04.2008 tarihli canlı teşhis tutanağına göre, yakınanın, yakalanan örgüt lideri ve mensupları arasından, evinin önünde kendisini tehdit eden iki kişi olarak sanıklar ... ... ve ... ... olduğunu teşhis ettiği belirtilmiş ise de; öncelikle bu teşhis tutanağında, teşhis için sıra numarası verilen sanıkların adları ile yakınanın teşhis ettiği kişilerin numaralarına karşılık gelen sanık adlarının uyuşmadığı, çelişki olduğu, 05.11.2008 tarihinde yapılan celsede, adı geçen sanıklar ile birlikte hazır bulunan yakınan ... ..."ya, huzurdaki tüm sanıklar gösterilip, kendisini tehdit eden kişiler olup olmadığı sorulduğunda, “olmadığını” beyan etmiş olması, nitekim aynı olayda, farklı tarihlerde, yakınanı tehdit ettiği iddia edilen sanıklar ... ..., .. .. ve .. .."i kollukta canlı teşhis etmesine karşın, mahkemede, .... ve .... canlı ve .... de fotoğraftan teşhis edemediği için, bu üç sanık hakkında beraat kararı da verildiği dikkate alındığında, yukarıda izah edilen şekilde çelişki ve karışıklık bulunan kolluktaki teşhis işlemindeki sorunun giderilebilmesi için, yakınan .. .."nın, tekrar adı geçen sanıklar ile yüzleştirilmesinden sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip, hangi delil ve kimlerin beyanlarına niçin üstünlük tanındığı belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yetinilip, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde sanıklar . ...... ve .. .. hakkında, yakınan .... yönelik “tehdit” suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
b) Tehdit suçunun, 5237 sayılı TCK"nın 106. maddesinin 2. fıkrasının (c-d) bentlerine aykırı biçimde; "birden fazla kişi ile birlikte ve suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak” işlenmesi karşısında, aynı Yasanın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
4-Katılan .. .. T.A.Ş."ye yönelik, sanıklar .. .., .. .., .. .., .. .., .. .. ve .. .. hakkında “nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik” suçlarından mahkumiyetlerine;
a) Örgüt lideri sanık .. .."in, daha öncesinde kredi çektiği için tanıdığı .. ., ..... ..... Şubesi müdürü sanık .. .. ve bireysel müşteri temsilcisi sanık .. .. ile kredi çekilecek şirketlere ilişkin bilgi ve belgeleri hazırlayıp, bankaya sunan sanık .. .."ın, fikir ve eylem birliği içerisinde bulundukları diğer sanıklar .. .. ve .. .."nın, hem şahsi hem de sahipleri olduğu şirketler adına kredi çekebilmeleri mümkün değilken, paravan olarak kurulan veya yeni satın alınan, yahut devredilen ..., .... ve .... ..... isimli şirketlere, sanıklar ..... ve ..... tanıdıkları olan ve bankadan kredi çekebilme yeterliliğine sahip tanık olarak ifade veren .... .... .., .. ... ... ve ... .... adlı kişilerin ortak yapılarak, ekspertiz raporu, kolluk araştırma tutanakları ve senetlerin bir kısmında adı geçen kişilere ulaşılarak alınan beyanlar neticesinde sahteliği sabit olan senetler teminat olarak verilmek suretiyle banka teftiş raporuna göre adı geçen bu üç şirkete toplam 737.560,00.-TL kredi kullandırıldığı ve bunun sonucunda örgütün, belli oranda komisyon aldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Sanık .. .."in, .. .. şube müdürü, .. .."ın da banka bireysel müşteri temsilcisi olması nedeniyle, suç örgütünün teklif ettiği söz konusu şirketlerin ticari faaliyetleri ve mali durumları ile teminat olarak sunulan senetler hakkında gereği gibi araştırma yapmaksızın, tahsis edilmemesi gereken kredinin açılmasını sağlayarak, korumakla yükümlü oldukları banka parasını diğer sanıklar ile işbirliği yapıp birlikte zimmetlerine geçirdikleri cihetle, sanıkların yukarıda anlatılan şekilde gerçekleştirdikleri eylemlerinin bütün halinde 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 160 ve 43. maddelerindeki zincirleme zimmet suçunu oluşturacağı ve banka zimmeti suçunun özgü suç olması nedeniyle ancak banka görevlisi sanıklar .. .. ve .. .. tarafından işlenebileceği, bu suçun işlenişine iştirak eden, diğer sanıklar .. .., .. .., .. .. ve .. .."nın ise, 5237 sayılı TCK"nın 40/2. maddesi uyarınca, azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği,
Ayrıca Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06/04/2010 tarih ve 2010/7-38 Esas, 2010/79 sayılı kararında belirtildiği üzere; 5411 sayılı Bankacılık Yasasında zimmet suçu yanında sahtecilik suçundan da cezaya hükmolunacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması karşısında, sanıkların zimmet eylemlerini gerçekleştirirken, sahte belge tanzim etmesi fiillerinin de zimmet suçunun unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiği hususları da gözetilerek,
Sanık .. .."ın, “...17.07.2007 tarihinde, .. .. ... ... .... işinden ayrıldığını” savunması ve adı geçen bankanın teftiş raporunda belirtildiği üzere, ..... adlı Ltd. Şti"ye 06.08.2007, ..... adlı Ltd. Şti"ye 22.08.2007, ..... adlı Ltd. Şti"ye 03.07.2007 tarihlerinde kredi kullandırıldığı, ..... adlı Ltd. Şti"den 09.08.2007, ..... adlı Ltd. Şti"den 31.08.2007, .... adlı Ltd. Şti"den 03.07.2007 tarihlerinde, sahte olduğu tespit edilen senetlerin teslim bordroları ile banka görevlilerince alındığı anlaşılmakla; öncelikle ilgili banka şubesinden, sanık .... ne zaman işten ayrıldığının sorulup, teyit edilmesi, akabinde de bildirilen tarihe göre; sanık .. .."ın, adı geçen şirketlere kredilerin verildiği ve senetlerin teslim alındığı tarihlerde .. .. ... .... ..... çalışıp çalışmadığının tespiti, ayrıca ... ve .....Ltd. Şti."ler adına çekilecek kredilere karşılık teminat olarak verilen sahte senetler haricinde, iki şirket için birer adet taşınmazın da ipotek edildiği banka teftiş raporu ile sabit olmakla, bu iki şirket adına çekilen kredi miktarları ile karşılığında ipotek edilen taşınmazların suç tarihlerindeki değerleri bilirkişi tarafından tespit edilerek, sanıkların suç kasıtları açısından, krediler için gerekli ve yeterli teminat miktarının karşılanıp karşılanmadığı belirlenmek suretiyle değerlendirilmesi sonrasında; dosyadaki tüm deliller birlikte irdelenip, hangi delil ve kimlerin beyanlarına niçin üstünlük tanındığı belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yetinilip, mevcut kanıtların da takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Uygulamaya göre de;
b) Nitelikli dolandırıcılık suçunu zincirleme şekilde işlediği anlaşılan sanıklar hakkında yasal koşulları bulunduğu halde 5237 sayılı TCY"nin 43. maddesi uyarınca artırım yapılmayarak eksik cezaya hükmedilmesi, ayrıca sanık .. .. hakkında “çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak” ve diğer sanıklar .. .., .. .., .. .. ve .. .. hakkında da “çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek” suçlarından da cezalandırıldığı, suç örgütü adına suç işleyen ve örgüte işveren örgüt mensuplarının, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işledikleri “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan mahkumiyet kararında TCK’nın 58/6-9. maddesi gereğince cezanın tekerrürlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiği halde kararda, sanıklar yönünden bu hususun belirtilmemiş olması,
c) Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak,TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
5-) Sanıklar .. .. ve .. .. hakkında “tefecilik” suçundan mahkumiyetlerine; 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde tefecilik suçunun; “Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,...” biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümü içerisinde yer aldığı, bu bölümün de topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen “Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu,
Ayrıca, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği anda suçun işlendiği kabul edilmekle birlikte, 5237 sayılı Yasanın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun maddede yazılı tipik hareketin bir kez işlenmesiyle oluşan sırf hareket suçu niteliğinde bulunduğu, bu suçun ivaz karşılığında ödünç paranın borç alana verilmesiyle tamamlandığı, suçun tamamlanması için ivazın temin edilmiş olmasının şart olmadığı, hatta ödünç olarak alınan paranın vadesinde geri ödemesinin yapılmamış olmasının da suçun oluşması üzerinde bir etkisinin bulunmadığı,
Oluş ve dosya içeriğine göre; örgüt lideri sanık .. .."in, faiz karşılığı, çek kırmak suretiyle yakınan .. .."a ve örgüt üyelerinden sanık .. .. aracılığıyla örgüte başvuran yakınan .. .."nın arkadaşı ... .... de aynı şekilde çek kırmak suretiyle tefe parası verdiği somut olayda,a) Yakınan .. .."nın, mahalleden arkadaşı olması nedeniyle tanıdığı örgüt üyesi sanık .. .. aracılığıyla faiz karşılığı çek kırdırmak için örgüte başvurduğunda, kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren ve tefeye verilen paranın sahibi olan asıl kişinin, örgüt lideri sanık .. .. olması nedeniyle, örgüt üyesi sanık .. .."in, tefeye verilen paradan kazanç elde ettiğinin sabit olmaması nedeniyle “tefecilik” suçundan beraati yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
b) Ayrıca yukarıda anlatılan şekilde gerçekleştiği kabul edilen somut olayda, örgüt lideri sanık .. .. hakkında, ....... Başsavcılığı"nın 27.06.2008 tarih, 2008/256 nolu iddianamesinde, yakınan .. .."nın arkadaşına tefe parası verilmesi nedeniyle örgütün yöneticisi sıfatıyla TCK’nın 220/5. maddesi yollaması ile sorumlu olan sanık .. .."in, yakınan .. .."a yönelik eylemi ile birlikte 5237 sayılı TCK"nın 241/1. maddesi gereğince iki kez cezalandırılması talep edilmiş ve yargılama neticesinde, sadece .. .."a yönelik eyleminden dolayı mahkumiyetine karar verilmişken, sanık .....hakkında, yakınan .. .."nın arkadaşına yönelik eylemi nedeniyle bir karar verilmemiş ise de; sanık ...., değişik kişilere faizle para verdiğinin anlaşılması ve 01/06/2005 tarihinden sonra işlenen suçlarda TCK"nın 241. maddesindeki açık düzenlemeye göre süreklilik şartının aranmaması karşısında sübut bulan tefecilik eylemini değişik tarihlerde zincirleme şekilde gerçekleştirmiş olan adı geçen sanık hakkında TCK"nın 43/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c-) Uygulamaya göre de; sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanları, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık ... ... savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, sanık .. .. savunmanı, katılan ... ..... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca katılan .. .. T.A.Ş."ye yönelik, sanıklar .. .., .. .., .. .., .. .., .. .. ve .. .. hakkında “nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik” suçlarından kazanılmış haklarının korunmasına, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.