3. Hukuk Dairesi 2018/1405 E. , 2018/5901 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 31.08.1998 başlangıç- 31.08.1999 bitiş tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, daha sonra tarafların anlaşması doğrultusunda 24.02.2000 tarihli ve 56 karar numaralı encümen kararı ile 01.01.2000 tarihinden başlamak üzere sürenin üç yıl uzatıldığını buna göre kira sözleşmesinin 01.01.2003 tarihinde son bulduğunu, 6098 sayılı TBK"nun 347. maddesi uyarınca yeni kira dönemi için sözleşmenin yenilenmeyeceğinin sözleşme bitiminde gayrimenkulü tahliye etmesi gerektiğinin davalıya bildirildiğini, ancak davalının taşınmazı boşaltmadığını ileri sürerek, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının aleyhine ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/570 esas sayılı dosyası ile tahliye davası açtığını, dosyanın halen Yargıtay incelemesinde bulunup kesinleşmediğini, dolayısı ile davanın derdestlik nedeni ile reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 26.12.2016 tarih, 2016/569 Esas, 2016/7870 Karar sayılı ilamı ile, ".... Mahkemece uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılarak taşınmazın mevcut vasfı itibariyle TBK "nun konut ve çatılı işyeri kiraları , ürün ve genel hükümlerinden hangisine tabi olduğu konusunda denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 347. maddesi hükmü gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu"nun Geçici 2. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanunu"nun 347. maddesinin son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanacağı belirlenmiştir.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davalının tahliye hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Somut olayda; Dosya arasında bulunan 07.11.2016 tarihli inşaat mühendisi bilirkişi raporuna göre kiralananın parsel üzerinde tek katlı çatılı olarak inşa edilmiş bir yapı niteliğinde olduğu, bu haliyle niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanunu"nun konut ve çatılı iş yeri kiralarına ilişkin hükümlere tabi olduğu açıktır. Taraflar arasındaki 31.08.1998 başlangıç - 31.08.1999 bitiş tarihli kira sözleşmesi sonrasında taraflar arasında 24.02.2000 tarihli encümen kararı ile 01.01.2000 tarihli üç yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu itibarla ; somut olayda, on yıllık uzama süresinin 01.01.2003 tarihi itibariyle başladığı, davanın ise 29.01.2015 tarihinde açıldığı nazara alındığında, TBK"nun 347. maddesinde yer alan şartların oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.