11. Hukuk Dairesi 2015/13776 E. , 2017/1818 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/03/2015 tarih ve 2012/444-2015/121 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Fransa ülkesinde ikamet eden müvekkilinin davalı Bankanın ... Şubesinde Fransız Frankı cinsinden 1015 numaralı, 17/09/1987 vadeli 10.112 Fransız Frankı ve Alman Markı cinsinden 1007 numaralı 01/09/1987 vadeli, 1028 DM döviz tevdiat hesabı açtırdığını, daha sonra tekrar yurtdışına döndüğünü, işlemin yoğunluğu nedeniyle Türkiye"ye uzun süre gelemediğini, Türkiye"ye döndüğünde parasını çekmek için banka şubesine gittiğini, banka şubesinin banka mevduatının 10 yıl geçmesi nedeniyle zamanaşımına uğradığı, tutarların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiğini belirterek mevduatı iade etmedikleri, davalı bankanın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı Bankanın müvekkiline bildirimde bulunmadığını ileri sürerek zamanaşımı nedeniyle ..."ye devredilen 10.112 Fransız Frankı ile 1028 Alman Markının yatırıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, bankanın davacıya ödeme yaptığını, 10 sene geçtikten sonra ödeme dekontlarını saklama yükümlülüğü bulunmadığı, aksi düşünülürse aradan uzun yıllar geçmesine rağmen dekontları saklama yükümlülüğünün banka aleyhine sonuç doğacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalı nezdinde davacıya ait mevduat hesaplarının zamanaşımına uğraması için davalı Banka"nın davacıya tebligatta bulunması gerektiği, davalı Banka tarafından tebligat yükümlülüğünün yerine getirilmediği, mevduatların açıldığı tarih itibariyle ve dava tarihi esas alınmak suretiyle karşılıklarının hesaplandığı gerekçesiyle 15,16 TL"nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı kanun ile değişik 427/2 maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL"yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi olan 24/03/2015 tarihi itibariyle 1.890,00 TL"dir. Davacı dava dilekçesinde 1028 Alman Markı ile 10.112 Fransız Frangının işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkeme 15,16 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar vermiştir.
Davalı vekilince yerel mahkeme kararının davanın kabulüne yönelik kesimi bakımından temyiz isteminde bulunulmuş olup temyiz istemine konu edilen miktar yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, mümeyyiz davalı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı, hesabındaki Alman Markı ile Fransız Frangı mevduatının TL karşılığını tahsilini talep etmiştir. Tedavülden kalkmış Alman Markı ile Fransız Frangı mevduatının tahsili talep edildiğine göre öncelikle Avrupa Birliğinde Euro"nun tedavüle girdiği tarih itibariyle mevduatın Euro karşılığı hesaplanıp daha sonra dava tarihi itibarıyla Euro kuru üzerinden TL karşılığı hesaplanarak alacak olarak belirlenmesi gerekirken , paranın hesaba yatırıldığı tarihteki Fransız Frangı ve Alman Markı kur karşılığında alacağın hesaplanması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA,ödedikleri peşin temyiz harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.