19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3123 Karar No: 2016/5982 Karar Tarihi: 06.04.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/3123 Esas 2016/5982 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2016/3123 E. , 2016/5982 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı ... arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme nedeniyle müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu, kredi hesabının kat edilerek ihtarname gönderildiğini, alacağın tahsili için başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacı banka ile imzalanan sözleşmedeki kefaletin usuli eksiklikler nedeniyle geçerli olmadığını, takip dayanağı borç nedeniyle müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 2006 tarihli genel kredi sözleşmesi ile davacı banka tarafından borçlu şirkete kredi limitinden fazla miktarlı teminat mektubu verilemeyeceği, davalının kesin teminat mektubundan kaynaklı borçtan sorumlu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak yapılan icra takibine davalı kefilin itiraz etmesi nedeniyle açılan itirazın iptali davasıdır. Kefil kural olarak asıl borçlunun borcundan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla sorumludur, Sözleşme kapsamında kullandırılan kredinin sözleşme limitini aşmış bulunması, kefilin kefaletine ilişkin sorumluluğunu etkilemez. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan kural gözetilerek, davacı bankanın icra takip tarihi itibariyle alacağının banka kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla (gerektiğinde talimat yoluyla) alınacak bilirkişi raporu sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı ve hukuki yeterliliği bulunmayan bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Diğer yandan, davacı banka harca tabi olduğundan, görülmekte olan davada nisbi harç yatırılması gerekmektedir. Mahkemece bu yönün de dikkate alınmayarak, harç yatırılmadan davaya devam edilip hüküm tesisi de harçlar kamu düzenine ilişkin olduğundan aleyhe bozma yasağı kapsamı dışında olup, doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı banka yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 06/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.