Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10345
Karar No: 2015/2092
Karar Tarihi: 29.01.2015

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/10345 Esas 2015/2092 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2014/10345 E.  ,  2015/2092 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR
    Davacı, davalıların ...’nın ... ilçesinde birlikte inşa etmeyi üstlenerek satışa sundukları devre mülklerden 9 adet satın aldığını, bedelini eksiksiz ödediğini, ancak davalıların devre mülkleri teslim etmedikleri gibi, projenin de iptal edildiğini ileri sürerek şimdilik kullanım bedelinin 100 TL sini, 9 adet devre mülk bedeli için ödediğinin 100 TL’sini ve cezai şart bedelinin 100 TL sini, devremülklerin bugünkü değeri olan 7500 TL toplam 7800 TL istemiş, taleplerini ıslah ederek devre mülk için belirlenen 67.500,00 TL tazminatın işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalılardan ...., devre mülk satımına ilişkin sözleşmenin tarafı olmadığını, aradan 16 sene geçtikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 2010/13-516 esas 2011/6 karar nolu ilamıyla sorumlu tutulduklarını, bunu fırsat bilen diğer davalı .....’nin sayısı bilinmeyen eski tarihli yeni sözleşmeler akdettiğini, gelişen teknoloji ışığında ‘mürekkep yaş’ yöntemiyle bu tür sözleşmelerdeki imzanın atılış tarihinin tam olarak belirlenebildiğini, şirketten devre mülk satın alan üye sayısının bilinmediğini, üyelerin iddia edilen tarihte mi yoksa HGK kararından sonra mı üye yapıldığının belirlenmesi gerektiğini, bu sahte ödeme belgeleri ve o dönem Belediye Başkanının şirket tarafından yetkisiz temsili sonucu büyük oranda zarara uğratıldığını, ödemelerin gerçekleşmediğini, şirketin ticari defterlerini ibraz etmediğini, bugüne kadar sayısı 300"ü geçen ve sadece bir kişinin 238 adet devre mülkü bu şirketten satın aldığının iddia edildiğini, devre mülk inşaatlarının yapı ruhsatlarının iptal edildiğinin hem yerel hem de genel basında defalarca yer aldığını, inşaata çivi çakmanın imkansız hale geldiğini, inşaatlara mühür vurulduğunu, devre mülkle ilgili ihalenin de feshedildiğini, bu sebeple ifanın imkansız hale geldiği tarihin 20 .04.2004 tarihi olarak kabul edilse bile zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın zamanaşımı nedeniyle olmadığı takdirde esastan reddini dilemiştir.
    Diğer davalı .... ise şirketleri açısından davanın reddini Belediye açısından davanın kabulünü savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile devre mülk bedeli olan 7.800,00 TL"nın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline, davacının bu bölüme ilişkin fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına diğer istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflardan davacı ile Belediye tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava devre mülk satışından doğan tazminat istemine yöneliktir. Davacı delil olarak 25.03.1996 tarihli sözleşme ve eki taahhütnameye, 10.08.1997 tarihli 594.800.000 eski TL bedelli, 10.08.1997 tarihli 1.516.500.000 eski TL bedelli sözleşme ve ek taahhütnameye, 23.09.1997 tarihli 35250 DM bedelli bilgisayar çıktısı sözleşme fotokopisine, tarihsiz ek taahhütnamelere dayanmış olup hiçbir ödeme belgesi ibraz etmemiştir. Dava değeri 7800 TL gösterilerek 9 adet devremülk satın alındığı iddiasıyla ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere talepte bulunulmuştur. Mahkemece davalının savunması üzerinde durulmadan devre mülk bedeli olan 7.500 TL olmasına karşın devremülk dışındaki diğer talepleri de kabul edilmek suretiyle 7800,00 TL"nın davalılardan tahsiline, davacının bu bölüme ilişkin fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki davacı satış bedelini satıcıya ödediğini yasal delillerle ispat etmek kaydıyla talep hakkı kazanabilir. Davacı tüm belgelerin aslını ibraz etmek ve diğer davalı şirkete ödeme yaptığını yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Davalı şirketin ticari defter ve belgeleri ile doğrulanmayan belgelere dayanılarak hüküm kurulamaz. Davacının ibraz ettiği sözleşmede belediye adına atılan imzanın temsilci sıfatıyla şirket yetkilisi tarafından atılmasının hukuken bağlayıcılığı yoktur. Öte yandan davalı belediye vekilinin savunmasında ileri sürdüğü sözleşmelerin sonradan düzenlendiği iddiası üzerinde araştırma yapılmamıştır. Yukarda yazılı Yargıtay HGK kararının taraflarından birisinin davacı olduğu, davacının o davada 26.09.1997 tarihli sözleşmeye dayanarak eldeki davayla ek talepler ve cezai şartı da içeren taleplerde bulunduğu, tazminatın tahsiline ilişkin kararın direnmesi uygun bulunduktan sonra dairemizin 17.11.2001 gün 2011/18685-16798 sayılı ilamıyla onandığı anlaşılmıştır. Dairemize seri olarak gelen dosyalarda davalı belediye HGK kararı ile sorumlu tutulmuş ise de ibraz edilen belgelerde belediyeyi bağlayan geçerli bir imza olmaması nedeniyle bu tür belgelerin düzenlenmesi her zaman mümkündür. Öbür taraftan sözleşmelerde silinti kazıntı bulunmaktadır. 1086 sayılı Yasanın 298. maddesine göre “Senette mevcut bulunan çıkıntı ve kezalik senedin metninde veya hamişindeki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde keenlemyekündur.Yalnız bu kabil çıkıntı, hak ve silinti mahkemece senedin sıhhat veya manasına müessir olacak mahiyette görülürse senet kısmen veya tamamen hükümsüz addolunabilir.”
    Hal böyle olunca sözleşme ile ödemeye esas teşkil eden belgelerin asılları ibraz edildikten sonra davalı belediyenin sahtecilik savunması üzerinde durulmalı, davacının 1996 yılında imzaladığını iddia ettiği sözleşmeleri zamanaşımının dolmasına yakın 21.01.2013 tarihinde davaya konu etmesi karşısında, direnme kararını veren Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/ 87-479 sayılı dosyasındaki belgelerle bu sözleşmelerin aslı karşılaştırılmalı, devremülk dönemleri üzerinde de durulmalı davalının ileri sürdüğü hususlarla ilgili bilirkişi incelemesi yapılmalı, ödeme belgelerinin ibraz edilmemesi ve talep konusunun mükerrer olduğunun tespiti halinde davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece değinilen bu yönler gözardı edilerek, dayanak belgelerin sıhhati ispatlanmış gibi eksik araştırma ve incelemeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacı ile davalı belediyenin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının belediye yararına BOZULMASINA 2. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 29/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi