10. Hukuk Dairesi 2019/3738 E. , 2019/9425 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Ankara 33. İş Mahkemesi
Dava, sosyal güvenlik mevzuatında prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir.
İlk derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda, 5510 sayılı Yasaya eklenen Ek 17. madde uyarınca davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı davacı ve davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davacının istinaf isteminin esastan reddine, davalı Kurumun istinaf isteminin reddine dair karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı şirket ile davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davalı Kurumun temyiz talebi hakkında yapılan incelemede;
27.03.2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"un 70. maddesi ile 5510 sayılı Kanun"a eklenen Ek 17. maddenin 4. fıkrasında yer alan “…Görülmekte olan davalarda ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu"nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.” hükmüne göre, davalı kurum avukatının temyiz isteminde bulunamayacağı, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce kanun yoluna başvuruda bulunulmuş ise de, bu istemden vazgeçilmiş sayılacağı belirtildiğinden, yasa hükmü gereğince, davalı kurumca yapılan temyiz isteminin REDDİNE;
2-Davacı şirketin temyiz talebi hakkında yapılan incelemede ise;
İlk derece Mahkemesince, yargılama aşamasında yürürlüğe giren yeni yasa gereğince yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakta ise de; öncelikle, davacı vekiline, Kuruma 5510 sayılı Yasanın ek 17. maddesi kapsamında dava konusu istemi ile ilgili olarak başvuru yapması için önel verilmesi, sonucuna göre, davalı Kurumun başvuruyu kabulü halinde davanın konusuz kalacağının dikkate alınması, aksi halde ise, işin esasına girilerek davacının istemi ve Kurumca yapılan işlemlere göre inceleme ve sonucuna göre değerlendirme yapıldıktan sonra, bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm, sair hususlar incelenmeksizin, bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 03.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.