2. Ceza Dairesi Esas No: 2019/6152 Karar No: 2019/16920 Karar Tarihi: 04.11.2019
Hırsızlık - konut dokunulmazlığını bozma - mala zarar verme - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/6152 Esas 2019/16920 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kararda, sanığın mala zarar verme suçundan mahkumiyet hükmünün temyiz isteminin reddedildiği, hırsızlık suçundan mahkumiyet hükmünün ise istem gibi onandığı belirtiliyor. Konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemi ise kararın bozulmasına neden olmuş. Bu konuda Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun da görüşüne yer verilen kararda, suçun işlenmesiyle mağdur veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesinin açıklanması geri bırakılmasının objektif koşullarından olduğu ancak konut dokunulmazlığını bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli bir suç olmadığı, sanığın suç tarihi itibariyle engel sabıkası olmadığı ve sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaatin değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Kararda, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının dikkate alınması gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, kararın gerekçesinde 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a geçici olarak
2. Ceza Dairesi 2019/6152 E. , 2019/16920 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; 14.04.2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000,00 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükmünün temyizi mümkün olmadığından sanığın temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE, 2-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının, hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri açısından uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
3-Sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, konut dokunulmazlığını bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı ve sanığın suç tarihi itibariyle engel sabıkası olmadığı gözetilmeden, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “sanığın müştekinin zararını karşılamadığı anlaşılmakla" şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.