Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6932
Karar No: 2019/9420
Karar Tarihi: 03.12.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/6932 Esas 2019/9420 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/6932 E.  ,  2019/9420 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İzmir 14. İş Mahkemesi

    Dava, aksi Kurum işlemlerinin iptali ile 01.09.2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsisi ve fazladan alınan primlerin iadesi istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince hükümde belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir.
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk dairesince verilen kararın davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20.06.1992-28.02.2010 tarihleri arasında Bağ-Kur esnaf sigortalısı olarak 5758 gün prim ödediğini, 04.07.2012-31.01.2015 ve 04.03.2015-02.08.2016 tarihleri arasında 4/a sigortalı olarak 1270 gün çalıştığını ve 330 gün askerlik borçlanması yaparak 04.08.2016 da borçlanma tutarını ödeyip 7358 gün hizmeti üzerinden aynı gün tahsis talebinde bulunduğunu, ancak ... SGK İl Müdürlüğü tarafından 01.12.2015-03.03.2015 ve 03.08.2016-24.11.2016 tarihleri arasında 4/b tarım sigortalı tescilinin resen yapılarak kendisine prim borcu çıkarıldığını, davacının emekli olabilmek için belirtilen miktarı ödemesiyle ödemeyi takip eden aybaşı 01.12.2016 itibariyle tarafına yaşlılık aylığı bağlandığını, ancak davacının 04.08.2016 tahsis talebinden sonra Bağ-Kur tarım sigorta tescilinin yapılamayacağını, konuya ilişkin Yargıtay İçtihatları gereği kişinin tüm hizmetlerini emeklilik için birleştirmeye mecbur tutulamayacağını, bu konuda tercih hakkı olduğunu, davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı ile 4/a sigortalılığı yaşlılık aylığı için yeterli süreyi doldurduğundan 01.09.2016 itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile bu tarihle 01.12.2016 arasındaki aylıkların ödeme tarihlerinden itibaren tahsilini, 2.180,000 TL yersiz alınan prim ödemesinin de yasal faizi ile iadesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı def’inde bulunarak 5510 sayılı Yasanın yaşlılık aylığını düzenleyen ilgili maddesi gereği 4/b sigortalılarına aylık bağlanabilmesi için yazılı talepte bulunduğu tarihte genel sağlık sigortası primi dâhil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması gerektiğini, davacının prim borcu bulunması nedeniyle ilk tahsis talebinin reddedildiğini, prim borcunu ödedikten sonra talebin değerlendirildiğini, Kurum işleminde usulsüzlük olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, Davacının sigortalılık süreleri incelendiğinde; -20.06.1992-15.04.1993 ve 28.12.1994-28.02.2010 tarihleri arasında 15 yıl 11 ay 28 gün Bağ-Kur zorunlu sigortalılığı, 04.07.2012-31.01.2015 ve 04.03.2015-02.08.2016 tarihleri arasında Aralıklı 1270 gün 4/a sigortalı çalışması ve 330 gün askerlik borçlanması ile birlikte 7358 gün sigortalılık süresi bulunduğu, davacının 04.08.2016 da askerlik borçlanma tutarını ödeyerek akabinde tahsis talebinde bulunduğu, ... Ziraat Odası’nda 20.11.2014 de başlayan kaydı nedeniyle 4/a sigortalı çalışmasına ara verdiği 01.02.2015 ile 03.03.2015 ve 03.08.2016 ile prim ödemesi yaptığı 24.11.2016 tarihi arasında resen tarım Bağ-Kur kapsamına alındığından 04.08.2016 tarihli tahsis başvurusunun kabul edilmediği, ... Ziraat Odası’nda 20.11.2014 de başlayan kaydına istinaden Ziraat Odası tarafından tanzim edilerek 27.11.2014 de Kurum kayıtlarına intikal ettirilen giriş bildirgesine göre 4/a sigortalı çalışmaları bağlamında 6111 sayılı Yasaya göre 01.02.2015 de resen tarım sigorta tescilinin yapılarak gene sigortalı çalışmalarına göre belirlenmesi yerinde görünmekle birlikte davacının bu sigortalılıkla yaşlılık aylığına hak kazanmada hukuki yararı olmadığı açıkça bellidir. Kaldı ki davacının ... Ziraat Odası kaydı olduğu ve tarım sigorta kapsamına alındığı dönem çok kısa olup tarımsal faaliyetin bu kadar kısa zaman dilimi içinde gerçekleştirilmesi olası değildir. Ayrıca gene tarım sigortalı kabul edildiği sürede davacının ...’da ikamet edip etmediği tarımsal faaliyette bulunup bulunmadığı belirlenmeden tamamen ziraat odası kaydına istinaden resen tescile gidildiği görülmekle tarım sigortalılığın salt ziraat odası kaydına göre belirlenmesi konuya ilişkin yerleşmiş Yargıtay İçtihatları uyarınca mümkün değildir.
    İddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı gereğince; davacının 01.02.2015-03.03.2015 ve 03.08.2016-24.11.2016 tarihleri arasında 4/I-b (Bağ-Kur tarım) tarım sigortalısı olmadığı, bu süreye ilişkin ödediği primlerin 5510 Sayılı Yasanın 89/3.Maddesine göre tarafına iadesi, 04.08.2016 tarihli tahsis talebine istinaden tarafına yaşlılık aylığı bağlanarak, 01.09.2016 ile 01.12.2016 tarihleri arası yaşlılık aylıklarının ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
    İSTİNAF SEBEPLERİ
    Davalı Kurum vekili, istinaf dilekçesinde; ... vekili; tahsis talep aşamasında prim borcu bulunan davacı hakkında yapılan Kurum işleminin mevzuata uygun olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi 01.10.2018 günlü ilamı ile davada çözümü gereken sorun, tarım Bağ-Kur sigortalılık tescili ve prim borcu konusunda herhangi bildirim yapılmamış olan davacının, 04.08.2016 tarihli yaşlılık aylığı başvurusu üzerine, davalı Kurum tarafından, Ziraat Odası kaydına dayalı olarak, 01.02.2015-03.03.2015 ve 03.08.2016-24.11.2016 tarihi arası dönemde re"sen tarım Bağ-Kur sigortalısı sayıp bu döneme ilişkin prim borcunu tahsil ettikten sonra, bu kez 28.11.2016 tarihli aylık başvuru dilekçesi alıp, 01.12.2016 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlama işleminin, mevzuata uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davacının aylık başvurusu yaptığı tarih itibariyle bulunduğu iddia edilen tarım Bağ-Kur sigortalılık süresi, 01.02.2015-03.03.2015 tarihleri arasındaki 1 ay 3 günlük süreye ilişkin olup, 03.08.2016-24.11.2016 dönemi ise aylık talep tarihi sonrasına ilişkin bulunmaktadır. Tarım Bağ-Kur sigortalılığı konusundaki iradesini ortaya koyan tescil başvurusu veya prim ödemesi bulunmayan; tarımsal faaliyetten geçimini sağladığı konusunda da herhangi bir iddia veya kanıt bulunmadığı gibi, sigortalılığa dayanak faaliyetini İzmir ilinde gerçekleştirip, tahsis başvurusunu da ikamet ettiği İzmir"den yapan davacıyı, ... Ziraat Odası kaydına dayalı olarak; aylık başvurusu öncesine ilişkin 1 ay 3 günlük süre ve aylık başvurusu sonrasına ilişkin 3 ay 23 günlük sürede tarım Bağ-Kur sigortalısı sayıp, aylık tahsisini bu dönemlere ilişkin prim borcunu ödeme koşuluna bağlayan Kurum işlemine hukuken geçerlilik tanıma olanağı bulunmadığından; ilk derece mahkemesi kararında yer alan gerekçe ve irdeleme de dikkate alınarak, istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekilinin dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmadığı; ayrıca, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b maddesinin 1. alt bendi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    SGK vekili, davacı hakkında Kurum işlemlerinde herhangi bir hatanın olmadığını bu nedenle, eksik araştırma ve irdeleme sonucu kabule dair karar verildiğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Eldeki davada, Mahkemece, davacının tahsis talep ettiği tarih itibari ile aylığa hak kazanmış olduğuna dair karar verilmesi isabetli ise de, aylıkların geç ödenmesi nedeniyle işleyen faizler bakımından, 5510 sayılı Yasa’nın 42. maddesinin “Kurum, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanacak gelir, aylık veya toptan ödemeleri, gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde hesap ve tespit ederek sonuçlarını yazı ile bildirir.” hükmü uyarınca, Kurum"un, yaşlılık aylığı tahsis tarihini takip eden 3 aylık sürenin sonundan itibaren faiz alacağı ile sorumlu tutulacağı nazara alındığında, mahkemece bu durumun dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılması ile İzmir 14. İş Mahkemesinin 14.12.2017 tarihli hükmünün, birinci fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine “Davacıya 01.09.2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ve bu tarihten sonra ödenmesi gereken aylıkların, 01.12.2016 tarihi başlangıç kabul edilerek, her bir aylık için aylığa hak kazanılan tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İzmir 14. İş Mahkemesine gönderilmesine, 03.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi