3. Hukuk Dairesi 2017/16873 E. , 2018/5877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı elektrik dağıtım şirketinin, kaçak elektrik kullandığından bahisle tutanak tutup, akabinde 549.778,82 TL bedelli tahakkuk yaptığını belirterek; kaçak tutanağının iptali ile davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40"dan aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.Davalı; davacının tebliğinden itibaren 8 gün içinde faturaya itiraz etmediğini, böylece kaçak tahakkukunu zımnen kabul ettiğini, davanın öncelikle zamanaşımından reddi gerektiğini, davacının, abonesiz olarak tarımsal sulama kuyusu kullandığının tespit edildiğini, tutanağın Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"ne uygun düzenlendiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının 539.866,82 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Anılan karar Dairemizin 2015 / 11385 Esas - 2016 / 9840 Karar sayılı ve 23/06/2016 tarihli kararı ile; " Dava; kaçak elektrik tutanağının iptali ile bu tutanağa dayalı olarak tahakkuk ettirilen borçtan sorumlu olunmadığının belirlenmesine yönelik menfi tespit istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; dava konusu uyuşmazlığın çözümü açısından yargılama sırasında iki ayrı bilirkişiden rapor alındığı, tek bilirkişi tarafından hazırlanan 28.12.2011 tarihli raporda; davacının toplam borcunun 451.837,20 TL olduğunun rapor edildiği, itiraz üzerine yine başka bir bilirkişiden alınan 25.02.2014 tarihli ikinci raporda, borç miktarının 9.912,00 TL olarak hesaplandığı, bu raporu hazırlayan bilirkişiden alınan 05.01.2015 tarihli ek raporda ise, 25.02.2014 tarihli kök rapordaki tespitlerin tekrar edildiği anlaşılmaktadır.Kural olarak takdiri delil olan bilirkişi raporu hakimi bağlamaz. Hakim bilirkişi raporunu serbestçe takdir eder. Raporlar arasında çelişki bulunması halinde çelişkinin giderilmesi için mahkemece üçüncü defa bilirkişi incelemesi yaptırılarak, varılacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekir.Hal böyle olunca mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan, yöntemince düzenlenmiş, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bir rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, itiraza uğrayan rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir ..." gerekçesi ile bozulmuş ,mahkemece bozma kararına uyulmuş, üç elektrik mühendisinden oluşan bilirkişi kuruluna rapor hazırlatılmıştır. Bilirkişi raporunda, kaçak elektrik kullanmayı düşünen bir kimsenin kullandığı elektriği sayacın üzerinden geçirmesinin normal bir davranış olmadığından anılan sayacın çıkma olarak tabir edilen, bir başka tesiste kullanılan bir sayaç olduğunun değerlendirildiği belirtilmiş, rapora davalı vekili itiraz etmiş, raporu dayanak alan mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesinde; Gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.maddesinde de; Kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.Somut olayda, 19/09/2008 tarihli kaçak tutanağında abonesiz şekilde, sayaç devre dışı bırakılmak suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilmiştir.Kaçak elektrik tespit tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir. Olayda, tutanağın aksi davacı tarafından ispat edilmemiştir.Mahkemece; dosyanın önceki bilirkişiler dışında üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi kurulundan davalının davacı taraftan isteyebileceği dava konusu bedellerin, kaçak tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan EPMHY ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, itirazların aydınlatılmasının sağlanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.