11. Hukuk Dairesi 2015/14027 E. , 2017/1810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ... 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/64-2015/38 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ikinci el araç satışında bilinen ve tanınan bir şirket olduğunu, müvekkili adına tescilli “2.YENİ” ibareli markanın müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirket tarafından haksız olarak kullanıldığını, bu durumun ... ... 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi"nin 2013/106 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalının eyleminin müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek davalı eyleminin müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, tecavüzün men’i ve ref’ine, marka hakkına tecavüz teşkil eden tüm malzemelerin tespit edilerek el konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin dava açılmadan önce yapılan tespit neticesinde söz konusu markanın kullanımına son verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının tecavüzünün sona erdiği hususunda tarafların mutabık kaldığı, dava açıldıktan sonra davalının tecavüz teşkil edecek bir fiilinin bulunmadığı, bu sebeple davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, tecavüzün men"i ve ref"i istemlerine ilişkindir. Dosya kapsamında bulunan ve dava açılmadan önce alınan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporunda, davalının davacıya ait markayı internet sitesinde ve işyerindeki tabelalarında birebir aynı ile kullandığı tespit edilmiştir. Davalı vekili, markaya tecavüzü kabul ederek müvekkilinin tespit tarihinden sonra dava konusu markanın kullanımına son verdiğini savunmuş, buna karşılık davacı vekili ise dava tarihi itibariyle tecavüzün devam ettiğini ileri sürmüştür. Mahkemece, bu husus araştırılmadan yazılı şekilde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Oysa, mahkemece, davalının davacıya ait markayı kullanımının ne zaman sona erdiği tespit edilip, marka kullanımına dava tarihinden önce son verilmiş ise davacının markaya tecavüzün tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu gözetilerek markaya tecavüzün tespitine karar verilmesi veya marka kullanımına dava tarihinden sonra son verilmiş ise davacının işbu davayı açmada hukuki yararının bulunduğu gözetilerek marka hakkına tecavüzün tespitine, tecavüzün men"ine ve ref"ine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 27/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.