20. Hukuk Dairesi 2016/11041 E. , 2017/4398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili, davalılar ... vekili, ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ...ilçesi, ... mahallesi 931 ada 5 parsel sayılı, 2505,85 m2 yüzölçümlü taşınmaz tarla vasfı ile davalılar adına tapuda kayıtlıdır.
Davacı Orman Yönetimi, ... ili, ...ilçesi, ... mahallesi 931 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu sırasında davalılar adına tespit ve tescili yapılmış ise de taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili ve davalıların müdahalesinin önlenmesi ve taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhlerin silinmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, ... ili, ...ilçesi, ... mahallesi, 931 ada, 5 sayılı parselin tapu maliki davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili, davalılar ... vekili, ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescil, mevcut şerhlerin silinmesi ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1963 yılında tapulama çalışması, 1964 yılından 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastro çalışması, 1977 yılından 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanun ile değişik hükümlerine göre orman kadastro çalışması, 1990 yılından 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastro çalışması ve aynı Kanuna göre 2/B uygulama çalışmaları yapılarak kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri uyarınca çekişmeli taşınmazın tapu maliki olan davalı taraflar aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden davalı taraflar aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 2, 3 ve 4. bentlerinin çıkartılarak yerine; ikinci bent olarak, “2- Orman parselleri üzerinde şerh konulamayacağından dava konusu 931 ada 5 sayılı parselin üzerindeki ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılmasına,” üçüncü bent olarak; “3- “19.01.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A ve geçici 11. maddeleri uyarınca, davacı Orman Yönetimi tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına ve karar tarihi itibariyle alınması gereken 594,00.-TL harçtan peşin alının 148,50.-TL harcın mahsubu ile bakiye 445,50.-TL"nin davacı Orman Yönetiminden alınarak Hazineye irat kaydına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı HMK"nın 370/2 maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/05/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.