21. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/444 Karar No: 2017/9998 Karar Tarihi: 04.12.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/444 Esas 2017/9998 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2017/444 E. , 2017/9998 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 24.04.2000 – 31.12.2013 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 24.04.2000-31.12.2013 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının 24.04.2000-24.08.2003 tarihleri arasındaki talebinin hak düşürücü süre ile ; 25.08.2003-31.12.2013 tarihleri arasındaki talebinin 1479 sayılı Yasa gereğince zorunlu sigortalılığının bulunması nedeniyle reddine karar verilmiş. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirler. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının dava dışı inşaat işyerinde 19.04.2001-20.04.2001 tarihleri arasında çalışmasının olduğu, davalı işyerinden bildirilen hizmetinin bulunmadığı, 25.08.2003-31.12.2005 (prim ödemelerine göre) ve 01.05.2015 tarihinden itibaren devam eden Bağ-Kur sigortalılığının olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, mahkemece davacının Bağ-Kur sigortalılığının başladığı 25.08.2003 tarihinden önceki çalışma iddiası hak düşürücü süreye uğradığından reddedilmişse de hak düşürücü sürenin hatalı değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Davacının dava dışı işyerindeki çalışmasının hak düşürücü sürenin değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekir. Bağ-Kur sigortalılığı sebebi ile 25.08.2003 tarihi sonrasındaki hizmet tespiti talebinin reddi de hatalıdır, zira çakışan sigortalılığın emeklilik talebi sırasında dikkate alınması söz konusudur, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının, hizmet tespitine engel teşkil etmesi kabul edilemez. Dolayısıyla davacının dava dışı işyerindeki çalışmasının sona erdiği 20.04.2001 tarihinden önceki çalışma iddiasının hak düşürücü süreye uğradığından reddine, bu tarihten sonraki çalışma iddiasının da tüm dosya kapsamına göre kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 04.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.