Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/549
Karar No: 2019/9395
Karar Tarihi: 06.11.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/549 Esas 2019/9395 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/549 E.  ,  2019/9395 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, davalı Kurum tarafından yersiz tahsil edilen prim ve gecikme zammının yasal faiziyle birlikle istirdatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlatıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Taraflar arasındaki “yersiz tahsil edilen prim ve gecikme zammının yasal faiziyle birlikle istirdatı istemine ilişkin” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İzmir 1. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 08.05.2014 tarihli ve 2014/72 E., 2014/351 K. sayılı karar davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 28.10.2014 tarihli ve 2014/18125 E., 2014/21178 K. sayılı kararı ile; Bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma sonrası, Yerel mahkemece önceki kararında direnilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 43 üncü maddesi ile değişik 73/5. fıkrasına göre “İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir.” hükmü gereğince dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş olup, Hukuk Genel Kurulu 2015/10-1876 E, 2018/1595 kararı ile ".... yargılama aşamasında davacı tarafça 6552 sayılı Kanun’dan yararlanmak amacıyla Kuruma başvuru yapılacağına ya da yapıldığına veyahut da süresinde Kuruma başvuru yapıldığından bahisle açılmış olan eldeki davadan vazgeçildiğine ilişkin herhangi bir talebin bulunmadığı açıktır. Bu nedenle mahkemece 6552 sayılı Kanun uyarınca davacı tarafın alacakların yeniden yapılandırılması olanağından yararlanılıp yararlanmadığının araştırılmasına gerek yoktur.
    Hâl böyle olunca, yerel mahkemenin yukarıda açıklanan hususlara değinen direnme kararı yerindedir. Ne var ki, bozma nedenine göre Özel Dairece işin esası incelenmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir. karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.11.2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildiği..." ve dava dosyası 10. Hukuk Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
    Dava dosyası incelendiğinde davacı kurumun kesinleşmiş mahkeme kararına dayalı olarak 1984/4 ile 2007/3 dönemine ilişkin prim ve gecikme zammından oluşan 70.010,30 TL"nin ihtirazı kayıtla yatırdığı, dava konusu yatırılan borcun zamanaşına uğradığını bu nedenle tahsilini talep etmektedir.
    506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda zamanaşımı süresi bakımından, 3917 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceye ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Kurumun alacak hakkı, Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamanaşımının başlangıç tarihi, anılan Kanunun 128. maddesi hükmü gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ile durmasına ilişkin 132. ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemeler de burada uygulama alanı bulmaktadır.
    08.12.1993 tarihi ve sonrasına ilişkin prim ve gecikme zammı borcu yönünden ise, 6183 sayılı Kanun"un “Tahsil zamanaşımı” başlığını taşıyan 102. ve ardından gelen maddeleri uygulanacaktır. Anılan madde hükmüne göre, zamanaşımı süresi beş yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı da, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılbaşı olarak belirlenmiştir.
    06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanun ile bu konuda yeniden bir düzenleme yapılarak 506 sayılı Kanunun 80. maddesinin beşinci fıkrasında değişiklik yapılıp, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 51. maddesiyle birlikte 102. maddesinin de uygulanmayacağı hükme bağlanarak 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür.
    01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un; Devir, temlik, haciz ve Kurum alacaklarında zamanaşımı başlığını taşıyan 93. maddesinin 2. fıkrasının birinci cümlesinde, Kurumun prim ve diğer alacaklarının on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresinin başlangıcının ise, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başı olduğu belirtilmiştir. Aynı fıkranın ikinci cümlesinde ise; özel durumlardan doğan prim ve diğer alacaklar yönünden zamanaşımının başlangıç tarihi ayrıca düzenlenmiştir. Buna göre; Kurumun prim ve diğer alacakları; mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden, kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin Kuruma intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı süresinin başlatılması gerekecektir.
    Öncelikle belirtilmelidir ki, zamanaşımı tarafın aslında borçlu olduğu bir edimi özel bir nedenle yerine getirmekten kaçınmasına imkan veren bir haktır. Hukuk Genel Kurlunun 02.11.1983 gün ve 2802/1047 sayılı kararında da belirtildiği üzere, zamanaşımı alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden (dava edilebilme) niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu eksik borç haline dönüştürmekte ise de, davacının ödemeyi icra tehtidi altında yaptığı gözetilmemiştir.
    Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında somut olay incelendiğinde, davacı vekili tarafından temyiz sebebi olan zamanaşımı hususunun 06.07.2004 sonrası dönem için irdeleme yapılması gerektiği, öncesi için zamanaşımına uğradığı gözetilmeden karar verilmesi isabetsizdir.
    O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi