3. Ceza Dairesi Esas No: 2016/7075 Karar No: 2017/1719 Karar Tarihi: 22.02.2017
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2016/7075 Esas 2017/1719 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın mağduru yaraladığına dair hüküm vermiş ancak yaralama boyutu ve olası sekel gibi konularda tıbbi inceleme yapılmadan karar verilmiş. Ayrıca kavganın karşılıklı olduğu ve ilk haksız hareketin kimden geldiğinin belirsiz olduğu için, ilk haksız hareketin sanıktan geleceği varsayımına dayanarak haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamış. Anayasa Mahkemesi'nin bazı maddeleri iptal ettiği TCK'nin 53. maddesi, sanığın hak yoksunluğunu yeniden değerlendirilmesi gerektiriyor. Bozma kararı verildi ve kanun maddeleri sırasıyla; 5237 sayılı TCK'nin 86. ve 87. maddeleri, 29. maddesi, 53. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi, 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi, 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi olarak belirtildi.
3. Ceza Dairesi 2016/7075 E. , 2017/1719 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1)Mağdurun yaralanmasına.... Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 01.06.2013 tarihli raporunda "sağ ön kolunda 3x3cmlik kesi mevcut olup basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği, kalıcı sekel bırakabileceği ve hayati tehlikesi bulunmadığının" bildirildiği görülmekle, mağdurun tüm tıbbi evrakları ile birlikte en yakın Adli Tıp Kurumuna gönderilmek suretiyle 5237 sayılı TCK"nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2)Kavganın karşılıklı gerçekleşmesi, mağdur hakkında da sanığı yaralamaktan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve ilk haksız hareketin hangi taraftan kaynaklandığının kesin olarak tespit edilememesi karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği halde bu hususun tartışılmaması, Kabule göre de; 3)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas- 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinde belirtilen hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydı ile 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 22/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.