Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/2-312
Karar No: 2012/1106

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/2-312 Esas 2012/1106 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/2-312 E.  ,  2012/1106 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Üsküdar 3. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 15/09/2011
    NUMARASI : 2011/393-2011/531

    Taraflar arasındaki “Boşanma, nafaka, kişisel ilişki ve tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 3. Aile Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulü ile karşı davanın reddine dair verilen 26.06.2009 gün ve 2007/410 E., 2009/393 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 01.02.2011 gün ve 2009/18326 E., 2011/1541 K. sayılı ilamı ile;
    ("…Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle davalı-davacı kocanın evi terk ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı-davalı kadının ise eve gelmeni istemiyorum dediği ve müşterek konutun kilidini değiştirdiği anlaşılmaktadır. Davadan sonra gerçekleşen olaylar hükme esas alınamayacağı gibi, davacı-davalı tanığı Hakim"in 2001, 2002 yılları hakkında davalı-davacı kocanın güven sarsıcı davranışlarına ilişkin duyuma dayanan beyanlarına da itibar edilemez. Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı koca da dava açmakta haklıdır. Davalı-davacı kocanın davasının da kabulü gerekirken yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır…”
    gerekçesi ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı-davalı kadının boşanma davası ile eklerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına oyçokluğuyla karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN : Davalı-karşı davacı vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, boşanma, nafaka, kişisel ilişki ve tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı-karşı davalı vekili, tarafların 25/07/1992 tarihinde evlendiklerini, 1994 doğumlu B.. isimli müşterek çocuklarının olduğunu, davalının son yıllarda evlilik birliğine ve davacıya karşı sorumsuz davranışlar gösterdiğini, bir başka kadın ile olan beraberliğinden dolayı davacıyı ihmal ettiğini, bu nedenle taraflar arasında huzursuzluk başladığını, davalının işi gereği sık sık Gaziantep’e gittiğini, eşini ve çocuğunu ihmal ettiğini, son zamanlarda hırçın ve asabi davranışlar göstermeye başladığını, en son 2006 yılı Temmuz ayı başında iki günlüğüne Gaziantep’e gidiyorum diyerek müşterek evi terk ettiğini, davacının eşinden şüphelenmesi ve bir başka kadınla ilişkisi bulunduğunu öğrenmesi üzerine şok geçirdiğini, davalının 14/07/2007 tarihinde kendisine ve şirketine ait şahsi eşyalarını almak için müşterek eve geldiği sırada davacıya “bu yaptıklarının hesabını senden soracağım, seni doğduğuna pişman edeceğim” diyerek davacıyı tehdit ettiğini, davalının, aylık kazancının asgari 15.000 TL kadar olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk B..’in velayetinin annesine verilmesine, müşterek çocuk B.. için tedbir ve iştirak nafakası, davacı için yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile yarı yarıya ortak oldukları dairenin kredi borcu nedeniyle davacının, eşinin ödemesi gereken toplam 137.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı-karşı davacı vekili, davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, davacının evlilik birliğine ve eşine karşı sorumsuz davranışlar gösterdiğini, evli bir kadın gibi davranmadığını, eşine hakaret ettiğini, iftirada bulunduğunu, saygısız davrandığını, çocuğunu ihmal ettiğini, davalıyı evden kovduğunu, davalının, annesi ve annesinin yardımcısı H.. Ö..’ı yanına alarak Gaziantep’ten İstanbul’daki müşterek haneye geldiğinde, davacının kapı kilidini değiştirmesi nedeniyle içeriye giremediklerini, davalının, aynı iş yerinde çalışan S.. Ö.. isimli bayanla birlikte olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, belirterek davanın reddine, davranışları ile evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebebiyet veren karşı davalı olduğundan karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, B..’in velayetinin babasına verilmesine, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Yerel mahkemece, C.. S.. A.’nin açtığı davanın reddine hükmedilmiştir.
    Taraf vekillerinin temyizi üzerine verilen karar, Özel Dairece davalı-karşı davacı C.. S.. Api’nin açtığı boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat davası yönünden yukarıda belirtilen nedenlerle bozulmuş, davacı-karşı davalı kadının boşanma davası ile eklerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Yerel mahkemece direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmektedir.
    Bozma ve direnmenin kapsamına göre, davacı-karşı davalı N.. E.. A..’nin boşanma ve eklerine yönelik temyiz isteminin incelenmesine yer olmadığına Yüksek Özel Dairece karar verilmiş olması nedeniyle, direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının kusurlu olup olmadığı, burdan varılacak sonuca göre de, davalı-karşı davacı kocanın davasının da kabulünün gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 166.maddesi:
    “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
    Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir…”
    hükmünü içermektedir.
    Anılan maddeye göre, boşanmayı talep edebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için, diğer tarafın az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa, bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olmaz. Az kusurlu eşin davaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, evlilik birliğinin devamında bu eş ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, tanık beyanlarına, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenler ve özellikle, davalı-karşı davacı kocanın, müşterek evi terk edip, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmemesi nedeniyle, tepki niteliğinde olduğu kabul edilen davranışlarda bulunan, davacı-karşı davalı kadına, boşanmaya sebep olan olaylarda, herhangi bir kusur yüklenemeyeceği sonucuna varıldığından davalı-karşı davacı kocanın davasının reddine ilişkin yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden direnme kararının onanması gerekir.
    Ne var ki, davacı-karşı davalı kadının boşanma davası ile eklerine ilişkin temyiz itirazları Özel Daire’ce incelenmediğinden, bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.
    SONUÇ: Davalı-karşı davacı C.. S.. A.. vekilinin direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı kocanın davasının reddine ilişkin direnme kararının ONANMASINA, davacı karşı davalı N.. E.. A..i vekilinin boşanma davası ile eklerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2012 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi