Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17619
Karar No: 2018/5821
Karar Tarihi: 24.05.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/17619 Esas 2018/5821 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/17619 E.  ,  2018/5821 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki asıl vasiyetnamenin iptali,tenkis, birleşen (2011/664) tapu iptal ve tescil, birleşen (2011/596) tapu iptal ve tescil, birleşen (2011/600) tapu iptal ve tescil davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde ... vekili, ... vekili, ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; 13/12/2010 tarihinde vefat eden muris ..."ın ... 9. Noterliğince tanzim edilen 11/01/2010 tarih ve ... yevmiye numaralı vasiyetnamesini düzenlendiği tarihte 83 yaşında ve alzheimer hastası olduğunu, yaptığı tasarrufun sonuçlarını idrak edebilecek akıl yetisine sahip olmadığını, davalı ..."in baskısı, zorlaması ve kandırması sonucu böyle bir mal vasiyetinde bulunduğunu, murisinin vasiyetnamesinin kanunun aradığı şekil şartlarını taşınmadığını belirterek vasiyetin iptalini, aksi takdirde davacının saklı payları oranında tenkisini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/664 Esas ve 2012/358 Karar sayılı dosyasında davacı ...; muvazaalı tasarruf iddiasıyla, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 6979 ada 27 parsel 4. Kat C Blok 7 nolu bağımsız bölümde yer alan taşınmazda davalı ... adına kayıtlı olan hissenin davacının miras hissesi oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/596 Esas ve 2012/39 Karar sayılı dosyasında davacı ...; muris ... tarafından kendisine vasiyet edilen taşınmazın davalılar ... ve ... tarafından vasiyetnameyi etkisiz kılmak için kötüniyetli olarak 13.04.2011 tarihinde adlarına intikal ettirip, 14.04.2011 tarihinde davalı ... üzerine tescil ettirmiş olduklarını, davalıların bu işlemleri davacıya vasiyet edilen taşınmazı kaçırmak için haksız ve kötüniyetli olarak yaptıklarını belirterek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının davacı adına yapılmasını, mümkün olmadığı takdirde dava konusu dairenin davalı ... adına olan kaydının iptali ile davacı adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde terditli olarak davanın alacak davası olarak kabulü ile 30.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.Birleşen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/600 Esas ve 2012/480 Karar sayılı dosyasında davacı ...; muvazaalı tasarruf iddiasıyla, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 6979 ada 27 parsel 4. Kat C Blok 7 nolu bağımsız bölümde yer alan taşınmazda davalı ... adına kayıtlı olan hissenin davacının miras hissesi oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kabulüne, vasiyetçi ... tarafından düzenlenen ... 9. Noterliğinin 11/01/2010 tarih ... yevmiye nolu düzenleme şeklinde vasiyetnamenin iptaline,
    Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/664 Esas ve 2012/358 Karar sayılı dosyasında; davacının davasının reddine,
    Birleşen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/596 Esas ve 2012/39 Karar sayılı dosyasında; davacının davasının reddine,
    Birleşen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/600 Esas ve 2012/480 Karar sayılı dosyasında; davacının davasının reddine, karar verilmiş, hüküm davacı/birleşen dosya davalısı ..., asli müdahil/birleşen dosya davacısı/birleşen dosya davalısı ..., ve davalı/birleşen dosya davalısı/birleşen dosya davacısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkemede, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını, ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK’na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
    Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.Nitekim, 07.06.1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yeralan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasanın 141/3.maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nun 297. (Mülga HUMK.nun 388.) maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yine HMK.nun 27.maddesinin (HUMK.nun 73.m) 2. bendi “c” bölümünde de hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” de içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır.
    Öte yandan, mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.Somut olayda; asıl davanın kabulüne, birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmişse de; gerekçeli kararda bu sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Diğer bir anlatımla karar gerekçesiz bırakılmış, iddia ve savunmalar ayrı ayrı değerlendirilmemiştir.Bu bakımdan; yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, mahkemece asıl ve birleşen davalarda verilen karar usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2) Bozma nedenlerine göre, temyiz eden tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince asıl davada davalı ..., birleşen (2011/664 E.) davada davacı ..., birleşen (2011/596 E.) davada davacı ..., birleşen (2011/600 E.) davada davacı ... yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle temyiz eden tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi