Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ve alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının REDDİNE;
2)Borçlunun sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun"un 48. maddesinde açıklandığı gibi, icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 97.maddesi uyarınca ise; "Türkiye"de Kanunu Medeni mucibince ikametgahı olmayan müddei veya davaya müdahale eden kimse diğer tarafın muhtemel zarar ve ziyaniyle masarifi muhakemesine mukabil 96 ncı madde mucibince teminat göstermeye mecburdur." düzenlemesi yer almaktadır. Anılan maddelerde öngörülen teminat hususu takip yapmanın ön koşulu olup, mahkemece re"sen gözetilmelidir.
Mahkeme dava veya takibin niteliğine ve duruma göre davacıyı, davaya katılanı veya takip isteğinde bulunanı karşılıklılık esasına göre teminat göstermekten muaf tutabilir. Yasada öngörülen (mahkeme) teriminin icra takipleri için (icra dairesi olarak) anlaşılması gereklidir. HUMK. "nun 97 ve MÖHUK. "nun 48.madde hükümleri gereğince icra takibi yapan yabancı kişilerin yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere bir teminat göstermek zorunda olduğu ve bu hususun takip yapmanın ön koşulu olup, mahkemece re"sen gözetilmesinin zorunludur.
Yabancı alacaklının Türkiye"de icra takibi yapabilmesi için teminat gösterme yükümlülüğünün istisnası MÖHUK.nun 48/2. maddesinde belirtildiği üzere alacaklının tabiyetinde bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet bulunmasıdır.
İcra takibini yapan alacaklı Rusya uyrukludur. Bu nedenle, mahkemece bu hususun re"sen nazara alınarak alacaklının tabiyetinde bulunduğu Rusya ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet olup olmadığı araştırıldıktan sonra yok ise alacaklının teminat yatırması gerektiğine karar verilmesi gerekirken, anılan hususun göz ardı edilmesi doğru değildir.
Öte yandan genel haciz yoluyla yapılan takibe borçlunun itirazı üzerine duran takibin devamını sağlamak için alacaklının icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Başvuru bu hali ile İİK.nun 68.maddesine dayalı itirazın kaldırılması istemi olup, inceleme görevi icra mahkemesine aittir. İcra mahkemesi İİK. nun 68.maddesi uyarınca yapacağı inceleme sonucu itirazın kaldırılması isteminin reddine ya da kabulüne karar verir. Görevsizlik kararı ise veremez. Buna göre alacaklının dayandığı belgenin İİK. nun 68.maddesinde sayılanlardan olmaması halinde alacağın tahsili yargılamayı gerektireceğinden icra mahkemesince itirazın kaldırılması istemi reddedilir.
İİK.nun 68/1. maddesi gereğince talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar ve noterlikçe tasdik edilen "kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren" bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir.
Somut olayda, takip dayanağı yapılan protokol başlıklı belge kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden İİK.nun 68.maddesinde sayılan belgelerden değildir.
Bu durumda alacaklı icra mahkemesinden anılan belgeye dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceğinden ve alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetsizdir.
Ayrıca borçlu vekili lehine vekalet ücreti taktir edilmemesi de yasaya uygun bulunmamıştır.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.