22. Hukuk Dairesi 2018/2914 E. , 2018/9559 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından geçersiz olarak feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine, çalıştırılmadığı süre için en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesi ile müvekkilinin işe başlatılmaması halinde tazminat miktarının 8 aylık ücret tutarında belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, kıdem ve ihbar tazminatlarını ödeyerek davacının iş sözleşmesini sonlandırdıklarını, davacının çalıştığı işyerinde davacı dahil onaltı işçi çalıştırılmakla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince; davalı işverenin, davacının çalıştığı iş kolunda otuzdan fazla işçi istihdam etmediği, bu nedenle iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu olup normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir.
4857 sayılı Kanun"un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır.
Dosya içeriğine göre; davacının çalıştığı ortak büro yönetim iş kolundaki davalıya ait işyerinde fesih tarihi itibariyle 16 işçi çalıştığı sabittir. Öte yandan, davalı şirketin idare merkezi faaliyetleri ile iştigal ... ilindeki işyerinde ise fesih tarihinde 11 işçi çalışmaktadır. ... ilindeki işyerinde ise aynı tarih itibariyle 53 işçi çalışmakta olup bu işçilerin demir dışı metal cevherlerin madenciliği işkolunda çalıştıkları anlaşılmaktadır. Davalıya ait bu işyerlerinin farklı işkollarında faaliyet göstermesi karşısında, davalıya ait ... ve ... illerinde çalışan işçilerin iş güvencesi yönünden otuz işçi sayısının belirlenmesinde yapılacak hesaba dahil edilmemesi gerekmektedir. Diğer taraftan, davalı şirketin ... ilinde işyeri bulunmamakta olup Bölge Adliye Mahkemesinin ..."da 4 işçinin bulunduğuna dair tespiti hatalıdır. Zira, davacı yanca Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre davalının ortaklığının bulunduğu ileri sürülen dava dışı şirketlere ait Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dikkate alındığında; bu şirketlerden gerek ... /..."ta şubeleri bulunan ... Medikal Mad. Ltd. Şti. ve Yön ... Ltd. Şti."nin, gerekse ... Madencilik Ltd. Şti."nin, anılan 4 işçi de dahil olmak üzere, ortak büro yönetim iş kolunda çalışan işçisinin bulunmadığı görülmektedir.
Bu itibarla, davacının çalıştığı şirkette aynı işkolunda fesih tarihi itibariyle 30 işçi şartı gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre, davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı açıktır. Davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü isabetsiz olmuştur.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih, esas ve karar numaraları belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 50,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 2.180,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine 24.04.2018 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.