2. Ceza Dairesi Esas No: 2019/3696 Karar No: 2019/16870 Karar Tarihi: 31.10.2019
Hırsızlık - konut dokunulmazlığının ihlali - tehdit - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/3696 Esas 2019/16870 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanıklar hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve tehdit suçlarından mahkumiyet kararı verildi. Dosyada yapılan incelemeler sonucunda, tebligat yapılacak kişiye iki aşamalı bir yöntem benimsendiği ve Tebligat Kanunu'nun ilgili maddeleri gereği normal tebligatın bilinen en son adres esas alınarak çıkarılacağı, ancak tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde ise adres kayıt sistemindeki adresin bilinen en son adres kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılması gerektiği belirlendi. Ancak sanıkların yokluğunda verilen karar doğrudan MERNİS adresi ile aynı olan bilinen en son adrese yapıldığı için Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu işlem geçersiz sayıldı. Mahkeme, yapılan incelemeler sonucunda hüküm fıkrasında yer alan isim hatası kabul edilerek, TCK'nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesinin mümkün olduğuna karar verdi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: Tebligat Kanunu'nun 10/2, 21/1 ve 21/2. maddeleri; TCK'nın 53. maddesi.
2. Ceza Dairesi 2019/3696 E. , 2019/16870 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması gerekirken, sanıkların yokluğunda verilen 21/05/2014 tarihli kararın doğrudan MERNİS adresi ile aynı olan bilinen en son adresine Tebligat Kanun"un 21/2. maddesine göre yapılan tebliği işleminin geçersiz olduğunun anlaşılması karşısında, öğrenme üzerine sunulan sanık ..."ın 28/10/2014 tarihli, sanık ..."ın 08/12/2014 tarihli temyiz istemlerinin süresinde olduğu kabul edilerek, sanık ... hakkındaki eski hale getirme talebinin reddine ilişkin 08/05/2015 tarihli ek kararın ve sanık ... hakkındaki temyiz isteminin süreden reddine ilişkin 30/12/2014 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek 21/05/2014 tarihli hükmün yapılan incelemesinde; Hüküm fıkrasında sanık ..."in isminin “...” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, 31.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.