11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/4323 Karar No: 2018/7752 Karar Tarihi: 9.10.2018
213 Sayılı Yasaya Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/4323 Esas 2018/7752 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, sahte fatura kullanma suçundan sanığı mahkum etti. Ancak mahkeme, sahte fatura iddialarının dosya içerisinde bulunmaması ve faturaların kanunen öngörülen zorunlu bilgileri içermesi gerektiği hususuyla ilgili yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini belirterek kararın bozulmasına karar verdi. Ayrıca, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi kararı ile yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kanun maddeleri ise şöyle: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesi, 359/b maddesi, 5237 sayılı TCK'nin 43 ve 62. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2016/4323 E. , 2018/7752 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 213 Sayılı Yasaya Muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sahte fatura kullanma suçunun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, sahteliği iddia edilen faturaların dosya içerisinde bulunmaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; öncelikle Adli Emanetin 2011/779 sırasında kayıtlı olduğu anlaşılan suça konu faturaların dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, suça konu faturaları düzenleyen Osman Kanat isimli mükellef hakkında sahte fatura düzenlemekten dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açılmış ise getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; a- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda, 213 sayılı VUK"nin 359/b, 5237 sayılı TCK"nin 43 ve 62. maddeleri uygulanmak suretiyle bulunan sonuç cezanın 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası olduğu belirtilmesine rağmen, gerekçeli kararda sanığın 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulması, b- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından sonuç ceza bakımından kazanılmış hakkın korunmasına, 09.10. 2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.