3. Ceza Dairesi 2016/18352 E. , 2017/1676 K.
"İçtihat Metni"
Mala zarar verme suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar anılan Kanun’un 53/1-a-b-d-e maddesindeki haklardan, koşullu salıverilinceye kadar ise aynı Kanun’un 53/1 -c maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına, yaralama suçundan sanıklar ... ve ....’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, aynı Kanun"un 51. maddesi gereğince cezalarının ertelenmesine ve hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar anılan Kanun’un 53/1-a-b-d-e maddesindeki haklardan, koşullu salıverilinceye kadar ise aynı Kanun’un 53/1-c maddesindeki haklardan yoksun bırakılmalarına dair İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2011 tarihli ve 2010/661 esas, 2011/674 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 07.12.2015 tarih ve 2015/25657 – 80657 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 29.01.2016 tarih ve 2015/421347 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
1) Sanık ... hakkında mala zarar verme suçu yönünden verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu haklan kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) Sanıklar ... ve.... haklarında yaralama suçu yönünden verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin yapılan incelemede;
a) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 51/3. maddesinde yer alan, cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.” hükmü uyarınca, sanıklar hakkında denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
b) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53/4. maddesinde yer alan, “kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, cezası ertelenen sanıklar hakkında, aynı Kanun’un 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmalarına karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık ...’ın mala zarar verme eyleminin uzlaşma kapsamında bulunmasına, uzlaşmanın da bir kovuşturma şartı olmasına ve şikayetçi ....’nin uzlaşmak istediğini beyan ettiğinin anlaşılmasına göre, 5271 sayılı CMK"nin 253 ve 254. maddeleri hükmü gereğince uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayininin gerekmesi,
2) Sanıklar....ve .....’nın mağdur....’i yaralama eylemlerinde, mağdurun 02.05.2010 tarihinde Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nden alınan adli raporuna göre yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebileceğinin belirtilmesine karşın TCK’nin 86/2. maddesi yerine 86/1. maddesi gereğince ceza belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini, buna göre suçun kovuşturulmasının uzlaşmaya ve şikayete tabi olduğu ve mağdur Avşin’in 17.03.2011 tarihinde şikayetçi olmadığını belirttiği halde uzlaşma usulü de uygulanmaksızın yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, hususlarının da, kanun yararına bozma sebebi yapılıp yapılmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, takdir hakkı kullanıldıktan sonra diğer kanun yararına bozma istemlerinin incelenmesine; 22.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.