13. Hukuk Dairesi 2014/12648 E. , 2015/2039 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya 1966 yılında 800.000TL bedelle taşınmaz sattığını, satış bedelinin 400.000TL sinin peşin kalan kısmının ise 3 yıl içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını ve taşınmaz üzerinde kendisi lehine ipotek tesis edildiğini, davalı tarafından ipotek bedelinin belirlenen sürelerde ödenmediğini, bu anlamda gayrimenkulün satış bedelinin yarısının ödenmemiş olduğunu ancak davalının isteği üzerine .... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2010/128E. 2010/414K. sayılı 02.04.2010 tarihli kararıyla ipoteğin kaldırıldığını, satış bedelinin davalı tarafından zamanında ödenmemesi nedeniyle faizle karşılanamayan zararının oluştuğunu, bu kapsamda taşınmazın dava tarihindeki değerinin belirlenerek zararının karşılanması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, uğranılan 10.000TL zararın, ipotek bedelinin icra dosyasına yattığı tarihten itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş ve davacının talep edebileceği ipotek bedeli ve işlemiş faizin davacıya ödendiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemenin, davanın hem esastan hem zamanaşımından reddine dair 27.09.2012 tarihli kararının davacı tarafından temyizi üzerine “1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkemece yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Aynı zamanda kararın gerekçesi hem kendi içinde hemde hükümle uyumlu olması gerekir. Bu hususlar kamu düzeni ile ilgili olup, resen gözetilir. Anılan yasa hükümleri dikkate alındığında somut olayda davanın reddine dair mahkeme karar gerekçesinde önce BK 125. maddeye göre satış akdinin yapıldığı tarih ile dava tarihi arasında geçen süre itibariyle davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığı belirtilmiş olup, devamında ise davalı tarafından ipotek bedelinin faizi ile birlikte icra dosyasına ödenmesi nedeniyle davalının yükümlülüğünün sona erdiği belirtilerek hangi gerekçeye dayalı olarak davanın reddedildiği açıklanmadan hüküm tesis edilmek suretiyle karar gerekçesinde tereddüt ve çelişki yaratılmıştır. Mahkemece, açıklanan yasa hükümleri doğrultusunda çelişki giderilerek yeniden karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle Dairemizce davacı yararına bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile, davalıya 1966 yılında sattığı taşınmazın yarı bedelinin ödenmemesi ve taşınmaz üzerine konulan ipoteğin 02.04.2010 tarihli mahkeme kararıyla kaldırılması sonucu, satış bedelinin zamanında ödenmemesi nedeniyle faizle karşılanamayan zararının oluştuğunu ileri sürerek, zararının tazminini istemiştir. Mahkemece ise, satışın 1966 yılında yapıldığı işaret edilerek 10 yıllık zamanaşımının geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 864. maddesinde “Rehnin tapu kütüğüne tescil edilmesinden sonra alacak için zamanaşımı işlemez.” hükmü mevcuttur. Taşınmaz üzerine ipotek satış tarihinde konulduğuna göre, ipoteğin kaldırıldığı tarihe kadar zamanaşımının işlemeyeceğinin kabulü gerekir. İpoteğin kaldırılmasına karar verilen .... İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2010/128E. 2010/414K. sayılı 02.04.2010 tarihli kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 12. Hukuk Dairesi"nin 2010/15732E. 2010/28429K. Sayılı 02.12.2010 tarihli ilamında da “Hakkı muhlel olanların genel mahkemede dava açmakta muhtariyetine..” ifadesi kullanıldığı gözönünde bulundurularak, davacının talebi yönünden zamanaşımın ipoteğin kaldırıldığı tarihte başladığının kabulüyle, davanın esasına girilmek suretiyle hüküm tesisi gerekirken, yanlış değerlendirmeyle, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.