3. Hukuk Dairesi 2016/19551 E. , 2018/5809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ...tesisat abone nolu elektrik tüketim abonesi olduğunu, sayaç tahakkuk çarpanının "20" olması gerekirken "40" olarak sisteme kaydedildiğini, bu yanlışlığın davalı tarafından 28/01/2014 günü düzeltildiğini, katsayı çarpanının 40 olması nedeniyle davalıya haksız yere fazladan fatura ödemek zorunda kaldığını, fazladan tahsil edilen meblağdan 54.237,60 TL"lik kısmın davalı tarafından iade edildiğini, ancak ödemenin eksik olduğunu belirterek, zararın değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 1.000,00 TL fazladan yapılan ödemelerin gerçekleştiği tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 26.11.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 190.364,13 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; sayaçtaki yanlışlığın düzeltilerek, sayaç çarpanı "20" olacak şekilde yeni bir sayaç takıldığını, ardından hata nedeniyle geçmiş faturalarda fazladan alınan bedel olan 54.237,60 TL’yi 07.03.2014 tarihinde davacı şirkete iade ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne, 141.378,20 TL asıl alacak 48.985,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 190.364,13 TL"nin dava tarihinden itibaren asıl alacak olan 141.378,20 TL"ye işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun yani sebepsiz zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. TBK 117/1 maddesi anlamında daha önceden bir temerrüt yok ise borçlunun dava tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmek suretiyle faiz yönünden bir karar verilmelidir.Somut olayda, davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü idda ve ispat edilemediğinden dava konusu alacağa ödeme tarihinden itibaren dava tarihine kadar işlemiş faize de hükmedilmiş olması doğru görelmemiştir.Hal böyle olunca mahkemece hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsili yönünde hüküm tesis edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.