19. Hukuk Dairesi 2015/14153 E. , 2016/5926 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av...gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereği davalının, davacı tarafından kendisine fatura ile çıkışı yapılan ürünleri belirlenen bölge içerisindeki müşterilere satmakla ve pazarlamakla yükümlü olduğunu, davalının bu kapsamda fatura karşılığı teslim edilen ürünlerin 2014 yılına ait toplam 1.385,506,60 TL tutarındaki fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında , davacı şirkete iade edilen mallar ve banka üzerinde gönderilen paralar nedeniyle borçlu olmadıkları gibi müvekkilinin sehven 337.002,72 TL fazladan ödeme yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunduğu, bu kapsamda davacı şirketin davalıya mal sattığı, davacının fatura bedellerinin ödenmediğinden bahisle icra takibi yaptığı, uyuşmazlığın davalı şirket tarafından iadesi yapılan mallara ait 01.04.2014 tarih ve 18352 numaralı irsaliyeli fatura bedeli malların tesliminden kaynaklandığı, davalının sunduğu 01.04.2014 tarihli iade tutanağından teslim alan olarak isim ve imzaları bulunan şahısların davacı şirketin işyerinde sigortalı olarak çalışan şahıslar olup, tutanakla teslim alındığı beyan edilen malların davacıya teslim edilmiş sayılması gerektiği, bu nedenle davalının davacıya borcu bulunmadığı, davalı tarafın cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde tazminat talebinin bulunmadığı, icra inkar tazminat talebinin ön inceleme aşamasından sonra ileri sürüldüğü ve karşı tarafın açık muvafakatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, talep bulunmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık alım-satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Davacı, dava konusu malları davalıya satıp, teslim ettiğini ancak bedelini tahsil edemediğini iddia etmekte, davalı ise dava konusu malları aldığını ancak iade ettiğini savunmaktadır.
Bu durumda somut olay bakımından ispat külfeti, davalı tarafta olup, davalı teslim aldığı malları davacıya iade ettiğini kesin delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı savunmasının kanıtı olarak bir tutanak ve sevk irsaliyesi sunmuştur. Davalı taraf savunmalarında dava konusu malların 3-4 günde partiler halinde davacıya iade edildiğini belirtmiş olmasına rağmen ayrı ayrı irsaliyeler sunulmayıp tek irsaliyeye dayanılması karşısında davalının savunmasındaki çelişki üzerinde mahkemece yetirince durulmamıştır. Kaldı ki, bu kadar fazla bir malın aynı anda teslimi ve tek irsaliyeye bağlanmasının da mümkün olup olmadığı tartışılmadığı gibi bu derecede önemli miktardaki malların fabrikadaki sıradan bir işçiye teslim edilmesi de tacirin basiretli davranma yükümlülüğü ile bağdaşmamaktadır. Mahkemece tüm bu hususlar üzerinde yeterince tartışılıp, değerlendirme yapılmadan ve açıklanan bu çelişkilerin mantıklı bir izahına gerekçede yer verilmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 05/04/2016 oybirliğiyle karar verildi.