![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2018/1484
Karar No: 2019/9370
Karar Tarihi: 02.12.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/1484 Esas 2019/9370 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Bakırköy 1. İş Mahkemesi
Dava, maluliyet oranının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I-İSTEM
Davacı, Kurum tarafından %34 olarak belirlenen sürekli işgöremezlik derecesinin gerçekte daha yüksek olduğu gerekçesiyle maluliyet oranının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili, Kurum işleminde bir yanlışlık olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacının 27/05/2005 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arıza nedeniyle maluliyet tayinine gerek olmadığı kanısına varıldığı gerekçesiyle “Davanın reddine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
“Bakırköy 1. İş Mahkemesinin 2013/722 Esas, 2016/370 Karar sayılı kararının usul ve yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, istinaf istemlerinin, iddia ve gerekçeler değerlendirilmeksizin reddine karar verildiği, ATK raporlarının eksik incelemeyle hazırlandığı, renkli görüntüyle rapor düzenlenmesi gerekirken siyah beyaz görüntüde tahta cetvelle ölçüm yapılarak rapor düzenlendiği, raporların yetersiz olup hüküm kurmaya elverişli olmadığı, olaydan 8 yıl sonra Yüksek Sağlık Kurulu %34 maluliyet belirlemişten ATK’nın maluliyet tayinine yer olmadığı raporunun hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan raporlara göre mahkemenin davanın reddine dair kararı her ne kadar isabetli ise de, hukukun temel ilkelerine aykırı olarak, bir kimse kendi açtığı dava sonucu, davanın açıldığı tarihe göre mevcut durumundan daha kötü bir duruma düşürülemeyeceğinden, yerel mahkeme kararının gerekçesindeki “Davacının 27/05/2005 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arıza nedeniyle maluliyet tayinine gerek olmadığı kanısına varılmış” sözcüklerinin silinmesine, HMK’nın 370/2 hükmü gereği kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.