Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14035
Karar No: 2016/5923
Karar Tarihi: 05.04.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/14035 Esas 2016/5923 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2015/14035 E.  ,  2016/5923 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2015
NUMARASI : 2012/266-2015/2387

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılardan ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ve vek. Av. ... ile davalı ... vek. Av. ... gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların ve asilin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-
Davacı vekili, davalılardan ..."nin nakit ihtiyacı nedeni ile kardeş şirket durumunda bulunan diğer davalı şirketin dava dışı banka ile akdettiği kredi sözleşmesini o dönemde hastane ortağı ve çalışanı olan müvekkilinin müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borcun kapatılmaması üzerine müvekkili ile dava dışı diğer kefilin vadeli hesapları kapatılmak suretiyle ana para olan 750.000 TL"nin tahsil edildiğini, haksız yere ödenen bedelin faizi ile birlikte ödenmesi için davalılara keşide edilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, krediyi çeken firma ile kullanan diğer firmanın tüzel kişilikleri farklı olmasına rağmen kardeş firma olduklarını ve her iki şirketin de yaptıkları muvazaalı işlemler nedeniyle borçtan müteselsilen sorumlu olduklarını, alacaklarının tahsili için girişilen icra takibine haksız itiraz edildiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, kredi borcu için bloke konulan hesabın davacıya ait olmadığını, bu nedenle davacının davada taraf ehliyetinin bulunmadığını ne müvekkili tarafından kredi alımının ne de diğer davalı tarafından müvekkili adına alınan bir kredi olmadığını, davacının kredi sözleşmesinin muhatabı olan diğer kredi çekenlerle kredi aralarındaki iç sorunu perdelemek suretiyle dava açtığını, haksız ve kötüniyetle dava açıldığını savunarak, davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket yetkilisi, icra dairesine bir itirazlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kredi sözleşmesinin tarafının ... olduğu ve kredi borcunun kefil sıfatıyla davacıdan tahsil edildiğinin çekişmesiz olduğu, her iki davalı şirketin yönetim kurulunda dava dışı ..."in bulundukları, sözkonusu şahısların kredi sözleşmesinin imzalandığı sırada davalı şirketlerde müşterek veya münferit imza yetkilerinin bulunduğu, ortaklık ve yönetim yapısındaki bu kısmi özdeşliğin organik bağın varlığı için yeterli olduğunun Yargıtay ve öğretinin genel kabulünde olduğu, bu hususun davalı şirketlerin organik anlamda mutlak suretle özdeş olduğunu ortaya koymamakla birlikte yine de bu olguya işaret ettiği, ..."nin ortaklık yapısında gerçekleşen değişiklik sonrasında şirketin ortağı konumuna gelen dava dışı ..."in kredi borcuna ilişkin ödemelerde bulunduğu, ayrıca "... kredi ve leasing borçları" başlıklı ve hazırlayanı ... olan 21.02.2013 tarihli belgede "YKB TL kredisi Özel Medikal Adına" kaydının mevcut olup, uyuşmazlık konusu kredi sözleşmesindeki tutara denk olan 750.000 TL miktarın yer aldığı, bu belgeninde kredi konusu tutarın davalı ... tarafından kullanıldığı savını desteklediği, bu tutarın hastanenin işletme borçları arasında algılandığı ve kredi sözleşmelerine ilişkin ödemelerin yapıldığının sabit olduğu dikkate alındığında organik bağın varlığı veya tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektiren esaslı hal olan malvarlığının karışması olgusunun somut olayda gerçekleştiği, davalı ..."nin takibe karşı bir itirazı bulunmadığından bu davalı yönünden dava açılmakta hukuki bir yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile ... yönünden yapılan itirazın kısmen iptaline, davalı ... aleyhine açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm ... vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalılardan ..."nin dava dışı bankadan almış olduğu krediye kefil olmuş ve kefil olarak ödediği borç nedeniyle 6098 sayılı TBK"nun 596. maddesinde hükme bağlanan rücu hakkına dayanarak iş bu davayı açmıştır. Kefil rücu hakkını kullanarak ödediği bedelin asıl borçludan tahsilini isteyebilir. Somut olayda asıl borçlu ... olup, diğer davalı ..."nin dava konusu kredi borcuyla herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Davalı olarak gösterilen şirketlerin aralarında organik bağ bulunmadığı ve somut olay bakımından perdenin aralanması teorisinin uygulanamayacağı da dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Esasen asıl borçlu şirket, aleyhindeki takibe itiraz etmemiş ve icra takibi onun yönünden kesinleştiğinden asıl borçlu aleyhine açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ve bu yöne ilişkin hüküm temyiz edilmemiştir. Hükmü temyiz eden davalı şirketin ise dava konusu kredi ile ilgisi bulunmadığı ve davacının bu şirkete karşı kefaletten dolayı rücu hakkının mevcut olmadığı dosya kapsamı ile sabittir. O halde mahkemece davalı ... hakkındaki davanın reddi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde karar verildiği doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı ... yararına takdir edilen 1.350,00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 05/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi