10. Hukuk Dairesi 2018/974 E. , 2019/9364 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı Kurum, 08.03.2008 tarihli iş kazasında yaralanan sigortalıya bağlanan peşin değerli gelir ile yapılan geçici işgörmezlik ödemesi ve tedavi giderleri nedeniyle oluşan kurum zararının rücuan tahsilini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Sigortalının %32,3 sürekli işgöremezlik derecesi ve davalı işveren şirketin %70 kusuru üzerinden davanın kabulüyle;
”1- 61.634,02.TL ilk peşin sermaye değerli gelirin tahsisin onay tarihi olan 29/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 2- 219,11.TL sosyal yardım zammının tahsisin onay tarihi olan 29/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 3- 1.308,53.TL geçici işgörmezlik ödeneğinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 4- 905,81.TL hastane masrafının ödeme tarihi olan 28/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 5- 103,74.TL reçete bedelinin 29/05/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Temizlik Güvenlik Yönetim Hizmetleri A.Ş."den alınarak davacı kuruma verilmesine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle;
“Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nin 15.12.2016 tarih, 2012/86 Esas ve 2016/929 Karar sayılı kararına yönelik taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan REDDİNE” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı Kurum vekili; işçiye verilen %30 kusurun çok fazla olduğu, işveren şirketin %100 oranında kusurlu olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
1- Dava; 08.03.2008 tarihli iş kazası sonucu %32,3 oranında sürekli işgöremez durumuna giren sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirler ile yapılan geçici işgöremezlik ödeneği ve tedavi yardımlarının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı yasanın 26. maddesidir.
506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmünde tanımlandığı üzere taşeron; bir işte ya da bir işin bölüm veya eklentilerinde asıl işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
5510 sayılı Kanunun 12. maddesinin 6. fıkrasında; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü yer almaktadır.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenlerde asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, öncelikle davalı şirket ile dava dışı ... Merkezi Hiz. Tic. A.Ş. ve ... Tic. A.Ş arasındaki sözleşmeler getirtilip aralarındaki hukuki ilişki, bir başka ifade ile asıl işveren-taşeron ilişkisi olup olmadığı belirlenmelidir.
2- Rücu davaları kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, bu davalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi ve olay tarihinde yürürlükte bulunan 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, rücu davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta ise de işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilmektedir.
Eldeki davada alınan ilk kusur raporunda; Asıl işveren ... Tic. A.Ş.’ye %35, Alt işveren ... Temizlik Güvenlik Yönetim Hizmetleri A.Ş.’ye %35, kazalı işçiye de %30 oranında, ikinci kusur raporunda işveren ... Temizlik Güvenlik Yönetim Hizmetleri A.Ş.’ye %70, kazalı işçiye de %30 oranında kusur verilmiş, ... Tic. A.Ş.’nin işi anahtar teslimi ... Merkezi Hiz. A.Ş.’ne anahtar teslimi verdiği belirtilmiş ve mahkemece bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir.
Hak sahiplerinin açmış olduğu Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2010/601 E. - 2012/875 K. sayılı dosya ve bu dosyada alınan kusur raporu ise incelenmemiştir.
Bu nedenlerle mahkemece; davalı şirket ile dava dışı şirketler arasındaki asıl-alt işverenlik ilişkisi irdelenmeli, eldeki davada alınan çelişkili kusur raporlarıyla ayrıca tazminat davasında alınan kusur raporları da gözetilerek kusur oranlarındaki çelişki giderilmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 02.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.