20. Hukuk Dairesi 2016/11464 E. , 2017/4351 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 12/01/2012 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına davacı yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 09/07/2012 tarihli krokide (A) harfi ile işaretli 7322 m² ve (B) harfi ile işaretli 1341 m² taşınmazların davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/10/2013 gün 2013/4752 E. - 8923 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...Yörede 2009 yılında kesinleşen orman kadastro haritası ve tutanakları getirtilmediğinden, taşınmazın orman sınırları dışında kaldığını açıklayan uzman bilirkişi raporu denetlenemediği gibi; eski tarihli (1956) memleket haritası da kadastro paftası ile çakıştırılmamış, ayrıca, dava tarihinden 20 yıl öncesini gösteren memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinde araştırma yapılmamış, yine taşınmazın komşularına ait kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanağı kayıt ve belgeler getirtilmeden, arazi kadastrosunun ne zaman yapılıp kesinleştiği belirlenmeden karar verildiği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten, davanın açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi"" gerektiğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacının davasının kabulüne, fen bilirkişisi...‘ün 20.10.2014 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen ve kırmızı kalemle taralı 7322.14 m²"lik kısım ile (B) harfi ile gösterilen ve yeşil kalemle taralı 1341.77 m²"lik kısımların son bulan parsel numarasından sonra yeni bir parsel numaraları verilmek suretiyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 2009 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Taşınmaz kadastro sırasında taşlık - çalılık olarak tesbit harici bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre, dava davacı gerçek kişi tarafından, davalı ... köy tüzel kişiliğine karşı husumet yöneltilerek açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, davalı köyün 6360 sayılı Kanun gereğince köy tüzel kişiliği, ortadan kalkmış ve ...ilçesinin mahallesi haline gelmiştir. Taraf sıfatı kalmayan köyün yerine katıldığı ilçenin belediyesi olan ...Belediyesinin ve Büyükşehir sınırlarının il mülki sınırı haline gelmesi nedeniyle ... Büyükşehir Belediyesinin ilgili kamu tüzel kişisi sıfatıyla davada taraf olarak yer alması gerekli olacağından, 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 15/05/2017 günü oy birliği ile karar verildi.