18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/8041 Karar No: 2015/10927 Karar Tarihi: 22.06.2015
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/8041 Esas 2015/10927 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2015/8041 E. , 2015/10927 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-26.06.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın öncesinin ... mahallesi ... parsel olup 2981 sayılı Yasa"nın 10/b maddesi gereğince kamuya terk işlemi yapıldığı, bu işlemle davacıların murisine ait ... parseldeki hisseli mülkiyetin (183,90 m²) kadastro sırasında 2981 sayılı Yasa"nın 10/b maddesi gereğince müstakil tapuya dönüştürülerek 145 m² ye düştüğü (38,90 m² kamuya terk edildiği) belirtildiği halde dava konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tedavüllü tapu kaydının ilgili tapu müdürlüğünden getirtilerek dava konusu taşınmazın niteliğinin tespit edilmemiş olması, 2-Kamulaştırılan taşınmaz üzerinde bulunan binanın tamamının sobalı olduğu anlaşıldığına göre, söz konusu binanın tamamı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayımlanan 2011 yılına ait Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Cetveline göre 3. Sınıf A grubu yapı olarak değerlendirilmesi gerekirken, zemin katın 3. sınıf A grubu, 1. ve 2. katların 3. Sınıf B grubu olarak değerlendirerek bedel tespit eden bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. 3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemiş olması da bozma sebebi sayılmıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.